Taliban, İslam devleti kuracağını ilan etti. Belli ki ülkeyi de şeriatla yönetecek. Yani dini kurallarla. Burada kritik nokta şu, Şeriat, bir anlamda, kadınların ve azınlıkların hak ve özgürlüklerini kısıtlamayı, temel amaçları arasına yerleştirmiş sayılıyor. Şeriatçı olduğunu iddia eden ve bazı ülkelerde iktidarda bulunan örgütlenmelerin uygulaması böyle.
CHP, göçmen ve sığınmacıları iktidarın kararına ve vicdanına terk etmek yerine, süratle onlarla temas etmeli, temsilci kurumlarla düzenli bağ geliştirmeli, yerel yönetimlerdeki gücünü devreye sokmalı, sorunlarını parlamentoya taşımalı ve pozitif uygulamalar için iktidarı zorlamalıdır.
“Avustralya yuvanız olmayacak!” Avustralya resmi makamlarının, ülkeye illegal yollardan iltica etmeye çalışan mültecilere yönelik hazırladığı afiş bu… Şehir merkezindeki katedralde boydan boya “Mültecileri evlerinde hissettirelim!” afişini görenler ilk anda “Buraya mülteci olarak gelmek kolay olmalı” diyebilirler. Demesinler! Zira dünyanın en başarılı göçmen ülkelerinden biri olan Avustralya, mülteciler konusunda çok katı kurallara sahip…
Ülkenin ruhsal durumu bozulunca dört bir yanda kurtarıcılar peyda olur. Thuringen’de Kamberty adlı kurtarıcı kurtuluş için herkesi halk dansları yapmaya, şarkı söylemeye ve havaya sıçramaya davet eder. Berlin’de Hausser isimli kurtarıcı, reklam sütunlarına yapıştırdığı afişlerle ve kitlesel toplantılarla etrafına çok sayıda mürit toplar. Onların Münih’teki mütekabili ise Hitler’dir. Fakat Hitler, diğer kurtarıcılardan farklıdır; tehditkardır, gaddardır, ajitatiftir.
Aslında dişi maymunların arasında nispeten gevşek bir sosyal hiyerarşi varmış. Erkeklerde öyle mi oysa? Kurallar belli. Mesela, en yaşlı erkek alfa olur. Dolayısıyla Yakei sadece “alfamız erkek olmalı” kuralını değil, aynı zamanda “alfamız yaşlı olmalı” kuralını da yerle yeksan etmiş, kendisinden yaşça çok büyük erkeklere de liderlik ediyormuş.