Liberaller kendilerini otoriterlikle savaşmaya adamış kişiler olarak görmeye yatkındır. Ancak bireyi özgürlüğün, ahlakın, giderek kamusallığın ‘kutsal’ öznesi haline getirdiğinizde aşı karşıtlarına söyleyecek sözünüz kalmayabilir ve kendinizi otoriter zihniyetin kucağında bulabilirsiniz.
Kararsız bir AKP seçmeninin sadece ekonomik referanslarla tercihte bulunacağını, kimlik çatışmalarının etkisinden muaf olduğunu düşünmek ikna edici değil. Babacan ismi özelinde bakarsak; ekonomi alanında sicili güven veren, kurduğu sakin söylemle çatışmadan yorulmuş muhafazakar (ve laik) çevrelerde beğenilen, çatışma yerine uzlaşma ve barışmaya içtenlikle inandığını düşündürten bir profille karşı karşıyayız.
Avustralya’da delta varyantının neden olduğu üçüncü dalga sıfır vaka hedefini altüst etti. Buna rağmen yasaklarda da esnemeler başladı ve yetkililerden “COVID’le yaşamak için aşıya odaklandık” açıklamaları geliyor. Ve daha önce hiç bahsi geçmeyen terimler de ortaya çıktı. Bunlardan biri “Kabul edilebilir ölüm sayısı”
Kuzguncuk’ta giriş katında pencereleri denize boydan boya sarkan İsmet Baba’nın bulunduğu yalıcığı iyi bilirim. Yalının sahibesi anneannesine yatılı uğrayan has arkadaşım AyşeNur’u, sabahları Şehir Hatları Vapuru’nun kaptanı sarsa sarsa uyandırır. Vapur yalının dibindeki küçük iskeleye yanaştığında, kaptanın Köşkü’nden süzülen gözleriyle, onun üst katta yatağından doğrulan nazarı pencereden mahmur bakışır.
Kötü bir tabloydu bu; ipler Hoca’nın elinde kaçmıştı, Güneş, kontrolünü yitirmiş ve motivasyonunu kaybetmişti. Bir bütün olarak takımın hali de haraptı; özgüven yerlerde, moraller sıfıra inmiş düzeyde, cesaret ise kayıplardaydı. Güneş’in mevcut ruh hali düşünüldüğünde, bu durumu düzeltmek ve suyu tersine akıtmak imkânsızdı.