Ne olursa olsun, Biden’ın ağır ifadelerinin kodlarını ve bundan sonra nelerin olabileceğini anlamaya çalışıp her şeyi iyi ölçüp tartmak zorundayız. Süper devletlerle siyaset yapmak, onlarla bazı alanlarda kafa kafaya gelmek konusunda son yıllarda epeyce deneyim edindiğimiz bir gerçek.
MetroPoll’ün Eylül araştırması ana konu olarak “endişeli muhafazakârları” ele alıyor. Araştırma, AK Parti’nin seçimi kaybetmesi halinde muhafazakârların ve dindarların bu iktidar döneminde elde ettiklerini kaybedecekleri söyleminin, toplumda ciddi bir karşılık gördüğünü kayda geçiriyor. Genel olarak, iktidar bloku seçmenlerinin üçte birinde ve kararsızların ise dörtte birinde bir endişe ve korku halinin olduğunu gösteriyor.
Kendi mahallelerinin çıkışlarını kapatmış, sağ sola hiza çeken öfkeli mahalle bekçilerinin kalıplarına sığamayan, sığmadığı zaman hor görülen, aforoz edilen, mahallesiz kalan ‘gri’ bir gençlik var. Siyaset ve toplum bu griliği görmez, griliğe karşı verdiği nafile savaşı sona erdirmezse, bir konserden yola çıkılarak yapılan bu nefret dolu yorumlar yanıtsız kalacak. Bir müzik konseri ile ne Sancaktepe düşer ne de Kudüs, fakat gençlerin yüzü düşerse, hep birlikte ülkemizin düşüşünü izleriz.
‘Yetmez ama evet’i defterden silerek siyaset yapılamaz. Sildiklerini zannederler ama bugün olduğu gibi kendi ‘yüksek’ siyasi hedefleriyle ve hayalleriyle hiç ilgisi olmayan siyasi partilerle ittifakı savunurken ‘yetmez ama evet’çilik yaptıklarının farkında bile olmazlar. Nitekim 2010’daki referandumda ‘yetmez ama evet’ (YAE) diyenlere kan kusturanlar sonrasında defalarca YAE dediler -fakat hiçbirini telaffuz etmediler. Birkaçını hatırlayalım…
Siyaset sadece zafer, işbirliği değildir, daha çok yenilgidir, hayal kırıklığıdır, tasfiyedir, aks değiştirmektir. Bu aks değiştirmelerde küçük insanlar, entelektüeller genelde arada kalır. Fırsatçılıklar, erken ümitler genelde hayal kırıklığına neden olur. Ama buna her zaman kandırılmak, aldatılmak denemez. Çoğunlukla insanlar hayır, iyi olduğunu düşündükleri bir şey için elini taşın altına sokmayı, risk almayı göze alırlar. Önünden akan dünyaya müdahale etmek, taraf tutmak, pozisyon almak her zaman risk almaktır. Hiçbir şey yapmayan her zaman haklı çıkar.