GÜNÜN YAZILARI

Kıbrıslı Türk kimliği

Savcıyla rahatça tartışma imkanı bulduğum bir yargılama günü yaşadım. Bir çeşit münazara gibiydi benimle savcı arasındaki diyalog. Tabii, konuya daha hakim olduğum için savcı iddialarında ısrar edemedi. Gün boyu süren tanıklığımı bitirmiştim. Ancak savcı razı olmadı. “Daha sorularım var, yarın da devam edelim” dedi. Hakim bana baktı. Ben akşam uçağına dönüş bileti almıştım.

Seçmen sandığa gitmiyor, temsili demokrasi tekliyor

Günümüzde birey, aynı zamanda yurttaş olduğunu unutuyor sanki, sadece birey olarak kalmak, her meseleyi sadece evet sadece “kendisi için ve kendisine ait bir mesele” olarak değerlendiriyor.

“Dış” korkusu (1) Kuzey Kore’nin özel halleri

Çağımız hakkında çok şey söyleyen iki resim. Üstte, hayatını ülkesinin rehafı ve halkının mutluluğuna adamış bir devrimci lider. Altta, bir Güney Kore müzik grubu. Ne korkunçlar, değil mi? Üzerlerinden melanet akıyor. Burjuvazinin şekere bulanmış kurşunlarını simgeleyen karşı-devrimciler. Bizim temiz medeniyetimize bulaşmaması gereken mikroplar. Emperyalizmin, kapitalizmin ajanları.

Aydın sabırsızlığı

Muhalefet partilerinin bugünden sıkı bir blok halinde hareket etmeleri ve temel konularda kendilerini bağlayan bir program ortaya koymaları, ilk bakışta ikna edici ve cazip bir fikir gibi görünüyor. Lakin bu cezbedici intibaya rağmen bu fikre ihtiyatla yaklaşılmasını gerekli kılan itiraz noktalarından da bahsedilebilir.
- Advertisement -

Kılıçdaroğlu’nun Suriyeli çözümü

CHP’nin yerel dar milliyetçiliğe prim vermemesi lazım. Evet, Suriye’deki Şam yönetimiyle anlaşmak, Esad’la bu meseleleri konuşabilecek bir diyalog ortamı oluşturmak, çözüm için gerekli. Kılıçdaroğlu’nun başından beri böyle bir hattı savunduğunu biliyoruz. O konuda haklı olduğunu teslim etmeliyiz. Ancak “Suriyelileri göndereceğiz” demekle iş bitmiyor. Bugün giderek yükselişe geçen Suriyeli sığınmacı düşmanlığına karşı, CHP’nin uyarıcı çıkışlar yapması daha sağlıklı olur.

En Son Çıkanlar