İktidar kendi yanlışları nedeniyle oy kaybediyor. Muhalefetin buna katkısı çok az… Seçmenin bir bölümü iktidardan uzaklaşsa da muhalefeti beğendiklerini söylemek zor. Çünkü muhalefetin Türkiye’nin geleceğine dair sözü yok. Oysa devleti demokratik yönde dönüştürme söylemi muhalefetin ihtiyacı olan ortak ‘hikâyeyi’ oluşturabilir.
“Ankara da Yaban gibi Yakup Kadri’nin Kadro dergisini çıkarttığı dönemin ürünüdür; Yaban 1932’de, Ankara 1934’te yayınlanır. Her iki roman da Kadro’nun fikriyatını yansıtır; Yaban, aydınlar ile halk arasındaki uçurumu işler. Ankara ise, bir değerlendirme raporudur. Yakup Kadri ideal ve gerçek arasında kapanması zor bir makas görür ve sürüklendiği yeisten çıkışı hayallerindeki Türkiye’de bulur…”
Bu yazının başlığı, 2003’te Irak’ı işgale giden ABD ordusuna ‘embedded’ gazeteci olarak katılan Cüneyt Özdemir’in o tarihte çektiği görüntülerin üzerine 2021 değerlendirmelerini döşeyerek ürettiği ve birkaç gün önce yayımladığı belgeselin adına nazire: “Onlarlaydım ama onlardan değildim…” Bu yazının konusu ise, savaşı Türkiye’den izleyen Türk gazeteciler; yani “onlarla olmayan ama onlardan olanlar…”
2011’de Şehir Hatları’na geçen iskele için “Üstü tamir edilecek” dendi ve kapatıldı. Yıllardır kapalıydı. Birkaç yıl önce bazı düğün törenleri falan yapıldıysa da giderek hiçbir şey yapılamaz duruma geldi. Büyükada’nın sembolü olan yapı, kendi haline terk edildi. İmamoğlu yönetimi burayı yeniden canlandırmak istediği zaman gördü ki, iskele 2018’de TÜGVA adlı vakfa kiralanmış.
Statların şehir dışına alınması fikri bana çok akıllıca gelmiyor. Hele o statların arazilerine dikilecek yüksek katlı rezidansları, AVM’leri düşündükçe hiç gelmiyor. Benim gençliğimin mabedi olan Ali Sami Yen stadının başına gelenlerin başka statların başına gelmesini asla istemem. Maç günleri yaşanılan trafik sıkışıklığı, gürültü vb olumsuzluklar bir stadı şehrin dışına göndermenin bahanesi olamaz. Kentin merkezinde yaşamanın günlük akış içinde nasıl bir bedeli varsa bunu da öyle görmeli insanlar.