1993 Mart’ında ateşkes ilan edildi. Her gün bir karakolun basıldığı, bir yerlerde canlı bombaların kendini patlattığı ve yüzlerce insanın tutuklandığı yıllarda bile 2006’dan başlayarak Ankara Görüşmeleri, Oslo Görüşmeleri, Habur, İmralı Görüşmeleri, sonra Çözüm Süreci oldu. Hiçbir ölüm, hiçbir hukuksuzluk, hiçbir katliam (Roboski gibi), hiçbir vahşi saldırı (karakol baskınları), hiçbir tutuklama (siyasilerin plastik kelepçeli olayı), barış isteyenleri barış arayışından alıkoyamadı. Bugün neden koysun?
Türkiye’de kurye sayısının 1 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'deki esnaf kuryeler, mevcut hukuki statülerinden kaynaklanan birçok sorunla karşı karşıya. Çözümün ertelenmesi, ileride bir dizi başka sorunu da beraberinde getirebilir.
Ne zaman bir felâket olsa karşımızda tablolar var. Dünyadan, Türkiye’den tablolar… Bizde “puzzle” demek daha uygun sanki. Her felâkette, sorunda ortaya saçtıkları “puzzle”ın başında senaryolardan senaryo, faillerden fail beğeniyoruz. Bu darmadağın “puzzle”da parçaların tabloyu karşına koyunca yerine oturduğu ya aklımıza gelmiyor, ya da işimize, çoğu kez.
İlk satırlardan itibaren, sorunun artık çeviriyle ilgili olmadığından eminim. Bu oldukça güzel bir çeviri. Kitabın kendisinden ya da kendimden kaynaklandığı konusu hiç olmadığı kadar net. Bu kitapta aradığım her neyse, o tam olarak yok ama buna rağmen etki etmesine neden olan bir şeyler var. Açıklanamaz bir şeyler.
Büyük siyasetle gündemi belirleyen, muhalefeti ülkeyi yönetmeye hazırlıksız göstermeyi başaran iktidar, küçük siyasetle pozitif gündemi berhava etti, topu yine muhalefetin sahasına taşıdı. Peki muhalefet bu baskıyı karşılaşmakta başarılı mı?