Eski Doğu Bloku ülkelerinde ordunun futbol takımları vardı, o takımlarda işler kötü gitmeye başlayıp da gidişin önü alınamayınca generaller uygun kanallarla öbür takımlar üzerinde baskı kurar, bu baskılar bazen “madem bizim takım dökülüyor, sizi de oynatmayız”a kadar varırdı. Tıpkı bizim sivil generallerin kendi medyalarının dışında kalanlara uyguladıkları baskı gibi…
Bolu Belediye Başkanının insani durumla ilgili herhangi bir kaygı duymadığı çok açık ancak hukuken de imkânsız bir amacın peşinde. Çünkü dile getirdiği zammı gerçekten de uygulamaya koyarsa bunun adı ayrımcılık olur ve yasalarda da anayasada da ayrımcılık yasaklanmıştır. Aslında kendisi de biliyor ama bir de biz söyleyelim: Yapamazsınız!
Dün gece (22 Temmuz) CNN Türk’teki ‘Ne oluyor’ programında tam bir ‘yüksek analiz’ fırtınası yaşandı. Türkiye’nin Afganistan misyonunu tartışan uzmanlara göre TSK orada olmalıydı, aksi takdirde Afganistan’dan Türkiye’ye göç engellenemezdi; kararı Dışişlerinin tecrübeli bürokratlarının yaptığı çalışma doğrultusunda Cumhurbaşkanı vermişti; mutlaka Türkiye’nin büyük maddi ve manevi çıkarları vardır fakat bunları biz bilmiyor olabilirdik!
Sanki ilk defa oluyormuş gibi Rize’de rekor yağmur yağdığını anlatıyor yetkililer. Oysa rutubetin yüksek olduğu yaz sıcağında çokça yağmur yağdığını, bunun tedbiri alınmadığında felaketlere yol açabileceğini, bu bölge insanının dedesinin dedesinin dedesi biliyordu. Onlar evlerini buna göre yapıyor, derelerin yatağıyla, suyun akışıyla oynamıyorlardı.
Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC ziyaretini, Ada’da yaptığı açıklamaların etkilerini, BM ve AB’nin olası tutumlarını ve Rusya – Çin bloğunun sessizliğini Serbestiyet’e değerlendirdi.