Macron, Ruanda’ya gitti, 1994’teki soykırımda Fransa’nın rolü nedeniyle üzüntülerini bildirdi ve af diledi. Macron’un ziyareti 2019 yılında devletin gizli arşivlerine girmelerine izin verdiği 15 tarihçiden oluşan bir komisyonun çalışmasının sonucu. Mart ayında raporunu Macron’a teslim eden komisyon, Fransa’nın soykırımda ağır sorumluluğunun olduğunu kabul etti. Rapora göre bu sonuç dönemin Cumhurbaşkanı Mitterand’ın “kolonyal zihniyeti”nin yol açtığı “körleşme”den kaynaklanıyordu.
1996’daki Kutlu Adalı cinayeti sırasında KKTC’de Sivil Savunma Daire Başkanı olan emekli orgeneral Galip Mendi, Atilla Peker’in savcılığa verdiği ifadeyi teyit etti: “Korkut Eken beni de ziyaret etti. Yanında da Atilla Peker isimli kişi vardı. Eken’in yanında bond çanta vardı. Biz de kendisine Beyaz Toros aracı tahsis ettik.” Ama Mendi, cinayetten 11 yıl sonra 2005’te AİHM heyetine verdiği ifadede bunların hiçbirinden bahsetmemiş, bütün iddiaları reddetmişti. Heyette bulunan AİHM’in Türk hâkimi Rıza Türmen "O günlerde şimdi ortaya çıkan bu bilgiler bizde yoktu" dedi
Geleceği turizmde olduğu bütün ilgili kuruluşların raporlarında yer aldığı halde Doğu Karadeniz’in en değerli hazinelerini; dağlarını, yaylalarını, derelerini yok etme pahasına herkese ait alanlar özel mülkiyete dönüştürülüyor. Adına kâh taş ocağı deniyor kâh dere ıslahı…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Habertürk TV’deki programı 2 saat 38 dakika sürdü. Programın başında moderatör sözü “Neler oluyor” diyerek Soylu’ya bıraktı. Programın ilk sorusunu 30 dakika aralıksız konuşan Soylu gazetecilere sordu: “Özel Harp Dairesi ne zaman kuruldu?” Soylu’ya gazeteciler ise ilk soruyu ancak programının 36. dakikasında sorabildi. Soru soran dört gazeteci program boyu toplamda 8 dakika konuşabildi.
Süleyman Soylu’nun Habertürk’teki canlı yayında yaptığı uzun giriş, 2015’ten günümüze kadar uzanan sürece nasıl baktığına ve kendisine nasıl bir tarihsel rol biçtiğine dair önemli ipuçları taşıyordu. Soylu bize, ‘beka tehdidi’ altındaki Türkiye’yi kurtaracak, kendisinin de hayati bir parçasını teşkil ettiğini ima ettiği devlet projesini anlatıyor ve küçük siyasal-partisel hesaplarla, ‘suç örgütü liderlerinin yalanlarına sarılarak’ bu projeyi sekteye uğratacaklara karşı kozlarını sıralıyor.