Global Sumud Filosu Türkiye Koordinatörü Hüseyin Durmaz, Serbestiyet kanalında Bülent Şahin Erdeğer’e konuştu: “İsrail’in planı bu kez karada işi bitirmekti. Gemi sayısını azaltarak karşı karşıya kalacakları baskıyı azaltmak istiyorlardı. Onların planı buydu. Sabotajlar, iç etki ajanları, akreditasyonun fazla sayıda yapılması, yerelin yetersizliği yüzünden bazı gemilerimiz yola çıkamadı. Biz de hazır olan gemilerle yola çıkılması kararını aldık. Bu da birçok katılımcımızın aslında gemiye binememesine yol açtı. Tunus’da süreci yavaşlatmak, manipüle etmek için uğraşan insanlar da vardı. İç etki ajanları diyebiliriz. Onları tespit ettik ve onlardan kurtulduk. Giden arkadaşlar bir risk alarak gittiler. Çoluk çocuğunu, ailesini geride bırakarak sırf insan olmak, vicdan sahibi olmak ve Gazze'nin ablukasını kırmak için o gemilere bindiler. Yani bedel ödendi. Şimdi bir defa, bedel ödemeyi takdir etmek gerekiyor.”
Ahmed Şara’yı “Colani”den Şara’ya dönüştüren akıl hocası olarak bilinen ve şimdi Şara’nın siyasi danışmanlığını yapan İslami hareketler uzmanı, gazeteci Ahmed Muvaffak Zeydan, Serbestiyet’e konuştu: SDG milislerine tavsiyem eğer tavsiyemi kabul ederlerse şu: Yeni dönem milislerin devri değil. Yeni dönem devleti inşa etme dönemidir. Kanaatime göre, Suriye devletini beraber kurabiliriz. Bir kesimin yıllardır Suriye'nin petrol ve gaz kaynaklarını çalması düşünülemez bir şey. Suriye nüfusunun yüzde 1'i 10 yıldır tüm Suriyelilerin kaynaklarını çalıyor.
“Ölümün suç ortağı olan biri şair değildir. Şiir Hayat’tır. Şair, zamanını ve mekânını cesaret, dürüstlük ve sevgiyle üstlenen kişidir. Gazze’de çocuklar öldürülürken, bir şairin el yazmalarını “zıpır kedisine” ya da “diş ağrısına” ithaf etmesi düşünülemez. Filistinliler bazen şöyle der gibi geliyor bana: “Bugün biziz, yarın siz olabilirsiniz” – ve ekliyorlar – “Ancak biz olarak kalırsak daha fazla zulüm ve yas engellenebilir. Gazze’nin çığlıkları İsrail aşırı sağının barbarlığını, soykırımcıların narsist-hırslı-supremasist hezeyanlarını, onların suç ortaklarını, Batılı sponsorların çıkarlarını halkın acısından daha fazla önemseyen uluslararası basının riyakârlığını ifşa ediyor.”
AK Parti eski MKYK üyesi ve milletvekili Orhan Miroğlu, “Truva atı” çıkışı ve İlber Ortaylı’yla olan tartışması hakkında Serbestiyet’e konuştu: “AK Parti’de, yapılanları yanlış bulanlar elbette çok ve genel olarak AK Parti’nin CHP’ye kullanabileceği muazzam bir mağduriyet hikayesi sunduğuna inanılıyor ki gelişmeler de bunu gösterdi. Kamuoyu araştırmaları insanların yolsuzluk soruşturmalarını olumladığını ama CHP kongreleriyle ilgili açılan davaların, yürütülen soruşturmaların gerçek sebebinin siyasi olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Truva atlarını destekleyenler tecrübenin boşa çıktığını ilan etti. Hukuki olarak isabetli olup olmadığını istediğiniz kadar tartışın, ama mahkemenin aldığı kayyum kararının uygulayıcısı olmayı kabul etmenin makul, meşru ve ahlaki bir yanı olamaz. Hele siyasi hikayenize bu partide başlamış ve hala da burada sürdürüyorsanız. Efendim dünya demokrasiden uzaklaşıyormuş. Bütün dünya uzaklaşsa Türkiye’nin uzaklaşma hakkı hiç yok. Ama bunlar konuşulur hale geliyorsa siyasetçinin görevi ‘one minute’ demektir. İlber Ortaylı Hoca, çözüm sürecinin başarılı olması halinde imtiyazlarının yok olacağı endişesindekilerin sözcüsü olma peşinde.
Yeni Şam yönetimine isyan olarak başlayan ancak isyana müdahalenin toplumsal öfke ve intikam saldırılarına dönüşmesi sebebiyle sivil katliamıyla sonuçlanan olayları Gerçekleri Araştırma Komitesi Sözcüsü Yaser Ferhan ile konuştuk. Ferhan şahitleri ve mağdurları dinlediklerini suçluların dosyasını yargıya teslim ettiklerini belirtiyor.