14 Mayıs seçimleri sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gündeminde. The Economist dergisi seçimlerde Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini, Erdoğan’ın kaybetmesini istediğini açıkladı. The Financial Times’a göre seçim “bıçak sırtında”, CNN ise iktidarın değişmesi durumunda Rusya ile ilişkilerde önemli bir değişiklik olmayacağını vurguluyor. DW: “Erdoğan ilk kez favori aday değil…” Le Monde: “Erdoğan’ın en büyük sınavı; geçmişte kendisine oy verip şimdi yüzünü muhalefete dönen muhafazakâr kadınları ikna etmek.”
İki gün öncesine kadar her şey sakin giderken ne oldu da birden akıldışılık öne çıktı? Umuyor ve bekliyorum ki kargaşalıktan medet umanlar toplumun tepkisini görür, toplumun çatışmaya rağbet etmediğini anlar ve normale dönerler. Kim haklı, kim haksız, kim ortalığı bulandırmak istiyor?
İyice saldırganlaşan siyaset diline dair yazı dizime devam ederken, Erzurum saldırısını yaşadık. O görüntüleri izledikten sonra da karşımda yancı kanalların akşam yayınları! “İktidar dili”nin pervasızlığı, seçim yaklaştıkça kendini aşıyor. Başta CNN olmak üzere o kanalların saldırı akşamı, taze taze yayınları ibretlik. Yalanın, inkârın beteri, ipe sapa gelmezi anca korkuyla, panikle oluyor.
Yanlışlıkla basılan bir seccade iktidara ne kadar fayda sağlayabilir ki? Öyle demeyin. Toplumun sosyolojik ve psikolojik kodları, yanlışlıkla basılmış olsa da bir seccadeden uçan veya uçuran bir seccade çıkarma potansiyeline sahiptir. Üstelik temeli niyet okumaya dayalı böyle bir yöntemin ispat yükü karşı tarafa aittir. Fakat bu seccadeyle kim uçacak?
Reşat Çalışlar: "Sosyal medya fenomenleri, 'Kılıçdaroğlu kazanamaz' iddiasındaydı. Önce Danla Bilic, sonra Jahrein, Erlik, en son Simge Barankoğlu'nda bir değişim gördük. Kılıçdaroğlu bu dünyayla da buluşmuş oldu."