Kadınlarla ve onların hikayeleriyle büyümüş çocuklar başka olur. Kadınların dünyasında yetişmiş çocukların içine kadınların sıradan hikayelerinin bile ne kadar mücadele dolu olduğu kazınmıştır. Hayatın ne kadar umutlu olabileceği de yanına eklenir, kadınlar umutsuz olamazlar çoğunlukla, bu da büyük bir güçtür tabii ki.
Biliyoruz ki siyasetle ilgilenmesek de o mutlaka bizimle ilgilenecektir. Burada “güzel” olan şey (en azından kendi açımdan!), Comte-Sponville’in siyasete karşı apolitik, yukarıdan bir tavırla bakan insanların sadece “ilgilenilmekle” kalmayıp cezalandırılacakları vurgusudur. Bu böyledir çünkü siyaset, doğası gereği her zaman ihtilaflı ve çatışmacıdır, mesafeli bir tutum takındığınızda yaşanan çatışmanın her zaman kaybeden tarafındasınızdır.
Ali Babacan adının öne çıkması, 10 yıl önce ulusalcıların en gözde komplo teorilerinin AK Partili troller tarafından sahiplenilmesi sonucunu doğurdu. “Ali Babacan’ın halası Yahudi mi” başlığıyla sunulan komplo teorisinde, verilen isimler dışındaki bütün bilgiler yanlış ama, bu kimseyi durdurmamış.
İktidarlar sadece PR faaliyetiyle, propaganda makinesinin gerçekleri ters yüz etmesiyle ayakta kalamaz ve ikna edici olamaz. Bunun bu yüzyıldaki en güçlü delili, siyasi propagandanın en profesyonelini yapmış Sovyetlerin yaşadıkları.
‘Kahrolsun YAE’cilik’ tarikatına sormak lazım: Açın bir daha okuyun 2010 referandumunun maddelerini (fakat çoğulcu bir Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu mümkün kılan seçim siteminin CHP’nin talebiyle Anayasa Mahkemesi’nde reddedildiğini unutmadan okuyun) ve sorun kendinize: “Bu referandumu CHP getirseydi ‘yetmez ama evet’ der miydim” diye. Utanmayın, sesli söyleyin, biz de duyalım.