İlkel komünizm veya mutlak bir matriyarki kadar aşırı formülasyonlara gitmesek de, insan bilincinin şafağında kadınları çok güçlü bir esrar hâlesinin çevrelediği oldukça açık. Kendinizi 130,000 yıl geriye götürüp, ister bir Neandertal, ister yeniyetme bir Homo sapiens gibi düşünürseniz, hakikaten acayip yaratıklar bunlar. Onbinlerce yıllık bir evrimi özetleyip geçiyorum: bu doğaüstü esrarın bir şekilde kontrol altına alınması, erkeklerin ve erkekliğin önemli bir meselesi haline geliyor.
“Hazır kadınlar artık seküler-dindar ayrımını anlamsız kılacak ölçüde sadece kadın kimlikleriyle ve dayanışma içinde hareket etmeye başlamışken geçmişi deşmenin, mevcut ‘iyi’ durumu sorgulamanın, ‘pişmiş aşa su katmanın’ ne âlemi var?” Bence var…
Millet artık dinlenmeyi değil, dinlemeyi dert ediyor diyeceğim ama sözlük anlamı olarak “dinlemek” de bence pek tabiatımızın tanımlayıcı unsurlarından değil. Hele - ister ülkede, ister evde fark etmez- iktidarsan…
Oyunu Cumhur İttifakı kurdu ama kazanan Akşener oldu: Cumhur İttifakı’na davet edilen Akşener “milli ve yerli” ilan edildiği için daha önce ileri sürülen bütün suçlamalar anlamını kaybetti. Ayrıca kafası karışık seçmen için İYİ Parti makbul bir adrese dönüştü.
Düzenlerinin bozulmasından, ev içindeki egemenliklerinin, korkutucu üstünlüklerinin sarsılmasından endişe ediyorlar. “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığıyla kadınları susturmaya çalışıyorlar.