Sendikacılar bir gün önce Kadıköy’deki çatışmalarda polis ve işçilerden yaşamını kaybedenler olduğu için gösterilerin daha da yaygınlaşmasından endişelenmişler ve ikinci gün mümkün olduğu kadar çatışmayı önleyecek bir tutum içine girmişlerdi.
Cumhurbaşkanı ve hükümet, CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu kadar ağır eleştiri, itham ve tehdit algısı yaratacak sözlerle bombardımana tutunca, ister istemez insanın aklına “nasıl bir demokrasi istiyorlar” sorusu geliyor. İktidarla tamı tamına aynı mecrada yürüyen bir muhalefeti hemen hiçbir yerde bulamazsınız. Olsa bile hemen adı “Majestelerinin muhalefeti”ne çıkar. Hiçbir gerçek muhalefet kendini bu duruma düşüremez.
Ama iktidar sözcüleri ve medyası, daha iki ay önce Türkiye’ye karşı manipülasyon yaptığı için Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın, BAE’in hesaplarını kapatan, hükümet destekli manipülasyonu Sırbistan’da, Honduras’ta ya da Endonezya’da yapıldığına bakmadan cezalandıran Twitter’ı Türkiye’ye karşıtı olmakla, FETÖ ve PKK destekçiliğiyle, sansürcülükle suçluyorlar.
Üstelik bunu yine Twitter’da yapıyorlar.
Siyasi iktidarların teşvik ettiği uygulamalarda meclis denetiminin devreye girmesi; uygulamanın şartlarının yasayla belirlenmesi; çözüm geliştirme ve uygulama sürecine ilgili meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının dahil edilmesi; uygulama indirildiğinde kabul edilmiş olan maddelerin net şekilde açıklanması; nihayet, bunun pandemiden kurtulmada nihai bir çözüm olmadığının açık seçik vurgulanması büyük önem taşıyor.