Suriye’de barış ve çözüm olacaksa bu ancak ve ancak Suriye Muhalefeti’ni masaya getirmekle olabilir. PYD saldırgan davrandıkça ve toprak peşinde oldukça Muhalefet gelinen ‘de facto’ durumu kabul etmeyecek ve barış da olmayacak. Bu nedenle Türkiye’nin son müdahalesi çözüm isteyenler için de epeyce faydalı bir hareketti.
Eğer 17-25 Aralık’ta hükümet yıkılmış olsaydı, çok muhtemeldir ki yeni hükümet, öncekini yıkan iradenin isteği doğrultusunda Suriye’ye sokulabilecekti. Belki de o süreçlerde hükümetin yıkılmaması, Türkiye’yi bu felaketten bugüne kadar korudu.
Kim Var Orada? gibi oyunlar izlediğimde, hafızam tazelenip, bütün o anıların yerini hoş duyguların alması bir izleyici olarak en keyifli anlardan biri...
Sanki toplumun, devletin değiştiğine, değişebildiğine ikna oldukları anda bütün birikimlerini kaybedeceklerini zannediyorlar ve sürekli bizi sözlerinin kıymetli olduğu eski zamanlara çekiyor, huysuz ihtiyarlar gibi her şeyin ne kadar kötüye gittiğini, ne kötü zamanlara geldiğimizi anlatıp duruyorlar. Devlet, hükümet hatta büyük kalabalıklar kötü olunca kendilerinin otomatik olarak iyi, doğru ve muhalif oldukları o güzel eski günlere….
Zira artık Suriye’de bir Kürt oluşumunun önüne geçilemez. Yani Kürt anasını görecek. Türkiye, bu yapıdan korkmak veya çekinmek yerine, onunla ekonomik, kültürel ve sosyal bütünleşme yollarını aramalı.