Cuma günlerinin resmî tatil ilan edilmesini laik Cumhuriyet’e borçluyuz. Hilafet ilga edilmiş, alfabe, takvim, giyim kuşam değiştirilmiş, tekkeler türbeler kapatılmış, Kur'an, ezan Türkçeleştirilmiş ama nedense bütün bunlar olurken cuma günleri resmî tatil olarak kalmıştı. Taa ki 27 Mayıs 1935’e kadar.
Görüşünüz kendi başına son derece meşru olabilir ve nitekim onu ilelebet savunmaya devam da edebilirsiniz. Ancak ‘hayata geçmesi’ farklı bir adımdır ve sizi aşar. Farklı bir meşruiyet zeminine ihtiyaç gösterir. Bunun nedeni toplumda size katılmayan ama birlikte yaşamak zorunda olduğunuz, diğer bir deyişle ikna etmek durumunda kalacağınız kişi ve grupların varlığıdır.
Dört mevsim içinde sonbaharın yeri ayrıdır bende. Akıp giden hayatı, yaşanmışlığı yüzüne çarpar solup giden yapraklar. Büyük siyasi kavgaları, idealleri değil de bize insan olduğumuzu, kaybedecek sevdiklerimizin olduğunu hatırlatır; bastığında hışırtı çıkaran yapraklar.
Eğer güçlü bir barış vizyonu ortaya konulacaksa yeni başlayacak bir müzakere zemini oluşturmaya yönelik öngörüden değil başlanan ancak sona eren müzakerelere yeniden dönmeyi sağlayacak perspektiften hareket edilmelidir.