“Kürdistan” Kürtlerin hayali değil, bir Amerikan rüyasıdır; PKK ve HDP ise bu rüyanın sadece taşeronları. PKK’nın çözüm sürecine, HDP’nin ise siyasete yüz çevirmesi, bu nedenledir.
Bir süredir, HDP yöneticilerinin yaklaşımında, bir değişiklik seziliyor. Önceleri, yüksek sesle olmasa bile, "hendekler yanlıştır" diyorlardı. Son dönemde, bunun yerine, "hendekler haklıdır" noktasına gelindi. Daha gergin bir dili hissedebiliyoruz.
HDP neden hendekleri mahkum etmek yerine izah etmeyi veya savunmayı seçti diye sormanın anlamı yok. İster bunu "seni başkan seçtirmeyeceğiz"den itibaren tercih ettiği eski CHP tarzı politikanın bir gereği olarak yapsın, isterse de silahın vesayeti altında olduğu için ona tercih edilmiş bir kararı izah etme ve uygulama rolü düşmüş olsun, ondan ergen ruhları harekete geçirecek sloganlardan fazlasını beklememek gerek.
Bu sefer PKK, Suriye’nin çözülmesi ve Suriye krizinin uluslararasılaşmasının kendisine belki bir daha gelmeyecek bir tarihî fırsat sunduğu kanısında. Dolayısıyla Türkiyeli çözüm vizyonunu terkedip bir “Bakur-Rojava” (kuzey-güney) devletleşmesine yönelişi çok daha belirgin. HDP de şimdiye kadar hiç olmadığı derecede bu plana ikna edilmiş, hizaya getirilmiş, itaatkâr kılınmış ve demokratik siyaset olanaklarını bitiren bir savaş dilini benimsemek suretiyle bütün köprüleri atmaya zorlanmış durumda.