Aklı olan herkesin, oy vermiş olsun, olmasın, seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na süresi sonuna kadar saygı gösterilmemesinin özünde Türkiye’ye ve seçmenine saygısızlık olduğunu kabul etmesi gerekir.
Sayın Cumhurbaşkanı Suriye’deki bir ilçenin nüfusunu bilmeyebilir; ancak bu verileri kendisine sağlayan danışmanlarının biraz bilgili, azıcık da insaflı olmaları gerekmez mi? Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, bu ülkedeki Arap ve Türkmenlerin hakkını kolladığında, nüfusun en az üçte birini teşkil eden Kürtlerin de hak ve hassasiyetlerini dikkate almayı unutmamalı. Onlar da bu ülkenin vatandaşı.
Değerli okurlar, bugün sizlere ecdadımızın gayrimüslimlere yönelik üç adet fermanını hatırlatmak istedim. Osmanlı İmparatorluğu’nun neden ve nasıl yüzyıllarca ayakta kaldığının ispatıdır...
Bugün siyaset dediğimiz şey, karşı karşıya gelen iki büyük korkunun zorunlu yüzleşmesidir. Bir tarafta Batı ve Hristiyan güvensizliğinden beslenen, ‘Beyaz Türk’ün gaddarlığını bilen, ele geçmiş olan tarihsel imkanın kaybedileceğinden ürken kültürel muhafazakarlar var. Diğer tarafta ise İslam’dan ve onun muhtemel normlarından ödü kopan, kendisini ileri ve gelişmiş gören, elden kaçan iktidarın bir daha geri gelmeyebileceği ihtimali karşısında depresyona girmekle saldırganlaşma arasında gidip gelen siyasi muhafazakarlar.
Selahattin Demirtaş’ın, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na “Bön bön”, “mal mal” izlemek zorunda kalacağını söylediği şey, aslında “Kürt hattı” projesidir.