“Pearl Harbor’ı biz bombalayalım, milyarlarca dolarlık zırhlıları batıralım, (çok zayıf düşmek pahasına) Pasifik filomuz diye bir şey bırakmayalım, birkaç bin askerimizi de öldürelim, yeter ki Amerikan kamuoyu galeyana gelsin ve sonunda Japonya’ya karşı savaş açabilelim” emrini Roosevelt kime ve nasıl vermiş, nasıl uygulatmış olabilir?
Hükümet olarak bir kişi, grup veya örgütü olayın faili olarak gösterdiğinizde bunu çok sağlam delillere dayandırmalısınız. İddianızı kimsenin itiraz etmeyeceği/edemeyeceği delillerle desteklemelisiniz.
Kürt meselesini çözen bir AKP’nin iktidar şansını uzatacağından ve devlete ‘yerleşeceğinden’ korkuluyor. Bu nedenle de bugün laik kesimin önemli bir kısmı içten içe savaşın yeniden başlamasından ‘siyaseten’ memnun.
Kobani bahanesi ile ölüme itilen ve kasten vahşice öldürülen 50 kişi ‘konu dışı’ olarak görülüyor, ama Gezi sırasında yaşananlar bir dinsel ritüel duygusu içinde yad ediliyor. Demirtaş’ın 6-8 Ekim’de bilerek ya da bilmeyerek, sebep veya alet olduğu cinayetler yok sayılırken, Erdoğan’ın Gezi’deki sert tutumu onu ‘katil’ yapabiliyor.
Cenazeye saygı da saygı duyana saygı da yine İslam’ın erdemleri arasında. Hz. Muhammed’in tanımadığı insanların cenazelerine saygıda kusur etmediği önünden geçen bir cenazeye saygı için ayağa kalktığı gözden kaybolana kadar sessizlik içinde izlediği rivayetten öte bir aktarmadır/doğrudur.