İlginç ki en çok barıştan hakkaniyetli davranmak lazım gelir diyenlerden yedik tekmeyi. Futbolu yöneten lordlar çaktırmadan futbolun aşiline tendonuna girmişler de haberimiz yokmuş.
Subaşı, Anadolu’da görev aldığı yerlerde ahlak fazilet ve bilgelikleriyle öne çıkan kişileri anlatıyor, bakkal, eczacı, mühendis, öğretmen, filozof, kahveci, dağcı nice güzel insan.
Arka plânda sürüp giden ırkçılık ve kökleşmiş Yahudi nefreti polislerin yaptığı işin taburun ve Nazi Almanyası’nın ilkelerine tam olarak uyumlu hale gelmesini kolaylaştırmıştır.
1128 öğretim elemanının imzaladığı bildiriyi bilgi, fikir, düşünce, tahlil ve sonuç planında külliyen hatâlı buluyorum. Hattâ içinde herhangi bir doğruluk kırıntısı göremiyorum desem yeridir. Madalyonun diğer yüzünde (1) bunları düşünmek ve söylemek de bir hak, demokrasinin bir parçası ve (2) herhangi bir suç içermemekte. Siyasi bakımdan sakat ve alenen eleştirilebilir olmayı, hukukî açıdan suçlanabilir olmakla karıştırmamak lâzım. İnsanlığın tüm düşünce ve bilim tarihi, ilerleme uğruna “yanlış” saydıklarımızın da serbestçe ifade edilmesine olanak tanımak gerektiğine işaret ediyor.