Türkiye, sıcak savaşta değil ama; bir yangının, bir felaketin, bir trajedinin kıyısında. Tabii, bir ülkenin sıcak savaşa girmesinin, ne anlama geldiğini, tam olarak bilmeyenler olabilir.
Podolski.. Bu ismin sularımızda ne işi var? diye sordu transferi döneminde aklı evveller. Anlaşma yapabildiğin herkese formayı giydirebilirsin. Bunu bir anomaliymiş gibi sunmak da bizim garipliğimiz.
PKK, Suruç saldırısından hükümeti sorumlu tutarak yeniden “devrimci halk savaşı” başlattı. Tam Orwell-vâri bir ikilidüşün (doublethink) ve yenikonuş (newspeak) dili. Doğrusu şu ki, eğer büyük bir kamusal tepkiyle önlenemezse bu, tümüyle yalan üzerine kurulu, taleplerinin Türkiye içinde ve Türkiye tarafından karşılanması olanaksız, artık düpedüz karşı-devrimci karakterde bir iç savaş olacak. HDP’nin sırtını sıvazlayan medya, sol ve aydınlar da bunda büyük sorumluluk taşıyacak.
Siyasi belirsizlik giderilememiş, seçim sonrası hükümet kurulamamış olsa da, mevcut hükümet buraya yönelmeli ve toplumu da bunun için seferber etmelidir.