Bugünün siyasi havasında restorasyon kelimesini hatırlamanın zamanıdır. Çünkü restorasyon hazırlıkları başlamıştır. 2012'deki çatışma ortamına yaptığımız hızlı giriş öncesinde tam veya eksik yapılan reformların alışılmış vesayet sistemlerinin birçoğunu sallamış ve geriletmiş olduğunu kabul ediyorsak, bugünün restorasyon hazırlıklarını da görebiliriz.
Genzebe Dibaba’nın insan azmi ve takatinin sınırındaki müthiş koşusunu ve sonrasındaki çılgın, tamamen spontane, dakikalar süren sevincini izlerken, aynı zamanda vicdanî bir rahatlamayı da yaşadım.
HDP, başta itibarsızlaştırdığı Dolmabahçe mutabakatını seçimlerin ardından nedense gündemden düşürmemeye çalışıyor. Ne var ki, 7 Haziran sonrasında iklim değişti. Yeni bir mutabakata ihtiyaç var. Bunun adını ise Cumhurbaşkanı Erdoğan dün "Türkiye mutabakatı" olarak koydu.
Netanyahu’nun Dışişleri Bakan Yardımcısı Tzipi Hotovely’e göre, bu anlaşma “Batı’nın başını İran’ın çektiği kötülük eksenine teslim olması” anlamına geliyor. ABD için eksen kaymasından da kötü bir durum kısacası.
AK Parti, anti-muhalefet söylemle varolan bir reaksiyon parti olmadığı için, tam tersine muhalefet partilerinin en ilgi çeken malı anti-AK Parti ve anti-Erdoğan siyaseti olduğu için bu temaslardan eğer biri kaybedecekse bu AK Parti olamayacak. Hatta AK Parti, karşısındaki katılığı tamamen buharlaştırmak için her muhalefet partisiyle 6 aylığına koalisyonlar yapabilir.