AKP bir yıllık, CHP ise dört yıllık bir ortaklığı istiyordu. Bir yılın CHP için kabul edilemez olduğu açıktı, çünkü hem kendisini seçmene göstermek, hem de AKP’ye payanda olma suçlamasından kurtulmak için en az 2 yıla ihtiyaç vardı. Buna karşılık AKP’nin kendisini 4 yıl bağlamasını istemek de gerçekçi değildi.
Bugün AKP’den nefret eden, iliklerine kadar AKP nefretiyle dolup taşan, anti-AKP’ci laik sol/liberal çevrenin özellikle bir kesiminin sorunu, tam da bu “ne darbesi yahu, tövbe estağfurullah” tutumundan kaynaklanıyor.
Aylarca süren Gezi olaylarında can kayıpları yaşandığında yükselen sert sözlerin sahipleri şimdi PKK’yı savunabilmek için “adamların elinde silahtan başka imkân yok” diyebiliyorsa meseleye insanın değerinden başlamak gerekir.
PKK ise önünde yeni bir dünyanın uzandığını, tarih ağacının meyve dolu dallarının toplanmak üzere kendi üzerlerine doğru eğildiğini sandı. O meyveleri toplamak üzere ateşkesi bitirdiler. Ne var ki gerçeklik onların beklediğinden epeyce farklı çıktı…