Ülkeyi küçük bir azınlığın oluşturduğu zümre olarak yönetmeye alışık oligarşi, Demirtaş’ı ve HDP’yi 7 Haziran seçimlerinde ‘koçbaşı’ olarak kullanıyor. Bu seçimleri kendi varlıklarının ‘son savunması’ olarak gören azınlık iktidarına alışık zümre, destek verdiği HDP’yi işi bittiğinde yine bir kenara koyacaktır.
Ülkemizdeki 2002 sonrası siyasi ve toplumsal gelişmeleri, aşırı seküler akademi çevresi ve aydınların katılaşmış, adeta bir inanç sistemi/ilahiyat oluşturmuş düşünce dünyaları ve önyargıları, korkuları nedeniyle hakkaniyetle değerlendirmeleri mümkün görünmüyor.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Türkiye gezisi ile aradaki pürüzler giderilmiş gibi görünüyor. Bozkır, “KKTC müzakerelere, Türkiye'yi arkasına alarak katılıyor” diyor ve Akıncı ile Türkiye hükümetinin arasında hiçbir sorun olmadığını ekliyor.
HDP’nin tabii ki adaletsiz seçim barajını geçmek, daha çok vekil istemesi hakkı. Ama barajın arkasında eski Türkiye’nin aktörlerinin yeniden dirileceği bir cennet ama Kürtler için bir uçurum ihtimali görünüyor. AKP’nin Türkiye’si Kürtler için bir cennet değildi. Başörtüsü meselesinin bile üç yıl önce çözüldüğü bir ülkede Kürtlerin çözümü bekleyen daha çok meselesi var.
Bugün Türkiye’nin örnek alabileceği üç örnek var: İrlanda, Bask ve Güney Afrika. En yakın olabilecek gibi gözüken İrlanda ama orada da tarihsel, coğrafi, siyasi ve kültürel açıdan iki olay arasında bir uçurum var.