Türk olsun Ermeni olsun, aslına bakarsanız hepsi eski kutuplaşmanın olanca sertliğiyle sürmesinden yana; faraza Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen’ler, Yusuf Halaçoğlu, Hikmet Özdemir ve Kemal Çiçek’ler, Ümit Özdağ’lar ve Kemal Gürüz’ler geçmişteki kurum ve konumlarına dönseler ve AKP hükümetinin de bütün yaptığı illâ soykırım değil demekten ibaret kalsa, çok daha rahat edecekler.
Marksizm müktesebatından beslenmiş, sosyalist sol kimlikten gelen çevrelerin önemli bir kısmının AKP’ye muhalefetlerini temellendirirken kurdukları anlatı, bu partinin iktidarı elde etmesiyle birlikte “devletleştiği”, dönüştürücü enerjisini kaybedip ezen sınıfların yeni sözcüsü olduğu üzerineydi.
Seçmenin hangi dileği tuttuğundan daha çok, burada önemli olan HDP'nin sihirli lambasından çıkan cinlerin hangi dileği tuttuğuydu. Seçmeni nasıl çarpacak veya dolandıracaklar, doğrusu onu merak ettim.
Akşamüstü, şehrin işlek caddelerinden birindeydim. Kalabalık, korkunç bir uğultuyla akıyordu kaldırımlardan. Ağır aksak ilerleyen trafiğin ruhlarda açtığı bezginlik insanların yüzlerinden okunuyordu...
Sade bir seçmen olarak, siyasi partilerin kamuoyu yoklamalarında son derece düşük bir olasılık olsa bile kendi koalisyon ölçütlerini açıklamalarını yeğlerim. Zira bu ölçütler oyumun rengini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir.