Bir olarak büyüdük. Kurban Bayramı ve Diwali arasında hiçbir zaman bir fark görmedik. İlk Hintçe öğretmenim bir Müslümandı, komşumuzdu. Ailem, kızını evlerine okumaya göndermeden önce öğretmenin dinini bir kez bile düşünmediler. Ancak, tüm bunların bugün ne kadar geçerli olduğundan emin değilim. Hindistan'daki siyasi kutuplaşma ve İslamofobinin normalleşmesi sadece dünya için değil, Hindistan'daki çoğumuz için de düşündürücü.
Komadan uyandıktan sonra, haberleri, televizyonlardaki yorumcuları izlediğinde yerli-yersiz durmadan gülüyor. Gerçeği mizah, mizahı gerçek sanıyor. Ailesi kahkaha krizlerden endişelenip doktoruna götürüyor hemen. Ama doktoru, “O sendrom hepimizde oluştu, merak etmeyin” diyor ve her şeye gülen Ankaralı Terry Wallis’e ekran terapisi öneriyor: “TV haberleri yerine “Zaytung”u takip et…”
İddiasına girerim, bu oyunu dünyanın bütün teknik adamlarına göstersek, söyleyecekleri ilk ve belki tek şey zulüm olur. Ne Guardiola ne Klopp ne de Marcello Bielsa, kendi oyuncularını böylesine gayri insani koşullara terk etmez, onlara bunu reva görmez.
Yani özetle ne doğuda ne de batıda Kazak halkının talepleri kimsenin pek umurunda olmadı. Soros’un bile... Otoriter rejimler anında aralarında dayanıştı ama Kazak halkıyla dayanışan kimse olmadı.
Geriye gidiş maalesef ekonomi ile sınırlı değil. Genel hak ihlallerinin yanı sıra, ihlalinin akla dahi gelmemesi gereken ‘işkence’de bile artık pek çok vak’a gündeme gelmektedir. En son işkence iddiası, ağırlaştırılmış müebbet istenen askeri okul öğrencilerinden biri olan Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya tarafından 6 Ocak’ta dile getirilmiştir.