Sevgili abim Mehmet Kök Özaltınlı’nın anısına… Aşağıda okuyacağınız dokuz yıl önce yazılmış “Bir yaş günü” başlıklı yazı “Doksan beşinci yaşını da kutlayacağız” diye bitiyordu. Ama ne yazık ki olmadı… Başka bir evrenden gelmiş gibiydi. Unutulmaz hikâyesiyle aramızdan geçti gitti.
Nerede kalmıştık? Türkler 11. yüzyılda Azerbaycan üzerinden bu topraklara girmişler; geldikleri diyarlara kıyasla anaların buradaki bolluğuna çok şaşırmış ve hayran olmuşlar; bu yüzden ana+dolu = Anadolu demişler; öyle mi?
Özellikle düşünce özgürlüğü ve medya alanında, MHP’de ivmesi giderek artan hakaret, aşağılama, ayrımcılık, ırkçılık, şiddet dili ve eylemi dikkat çekici bir temayül olarak hissediliyor. Bunun Türkiye’nin geleceği, demokrasisi ve toplumsal yaşamı bakımından taşıdığı riskleri düşünmek gerekiyor.
Türkiye tarihsel olarak önemli olabilecek bir kavşakta ve güncelin ‘gürültüsü’ nereye sürüklenmekte olduğumuzu büyük ölçüde gizliyor. Türkiye’de bir başka dip dalga daha var, ama çok daha derinde… Toplum ve devlet Cumhuriyet’in kuruluşundan yüz yıl sonra kimliksiz ve yönsüz kalma tehdidi ile karşı karşıya, tutunacak dal arıyor.
Pandemi sonrası sinema dünyası sarsıntı geçirirken Türk dizileri yeni örneklerle dünyanın ilgisini çekmeyi sürdürüyor. Geçenlerde, bir TV kanalında, muhafazakar kesimden yorumcular Türk dizilerinden bir başarı öyküsü olarak söz ediyorlardı. ‘Bir Başkadır’ dizisi hem muhafazakar hem modern çevrelerin beğenisini kazandı.