Gerçek hayatta tanık olduğumuz, bazen medyadaki kaygan, ataerkil anlatımıyla da mide kaldıran vakaların perde arkalarında inanılmaz süreçler gizli. Çoğunun örtülü kalan hikâyesi korkunç… Sinemada Yunan Yeni Dalgası cesaretle tabuların, mayınlı alanların, ataerkil zihniyetin arsızca güvendiği “kol kırılır yen içinde kalır”ın üzerine dimdik gidiyor.
Esnaf çok şikayet eder, konuşur ama genelde istikrarın ve iktidarın yanında durur, kapısından herkesin girmesini istediği için radikal pozisyonlar almaz, merkezde kalmaya çalışır. Ama esnaf bile rahatsız olduğunda taşlar muhakkak yerinden oynar. Türkiye’de son bir senedir yaşananlar esnafın da rahatsızlar arasına katılmasına neden oluyor, kritik bir eşik aşılıyor.
Uzun yıllardan sonra dönemin Başbakanı “Dersim katliamının belgelerini açıklayacağım” deyince yer yerinden oynamıştı. Dönemin ana muhalefet partisinin sözcüsü, katliamı bir uygarlık götürme operasyonu olarak gördüğünü ifade etmişti.
‘Market tedbirleri’ genelgesiyle ‘temel ihtiyaç maddeleri’ dışındaki ürünlerin satışına yasak getiriliyor. İyi de kime göre, neye göre temel ihtiyaç ürünü! Mesela sigaranın sağlığa zararlı olduğu konusunda içenler de dahil hemen herkes hemfikir. İnsan sağlığına bu kadar zararlı olan bir ürün bu yayımlanan genelgeyle ‘temel ihtiyaç ürünleri’ kapsamı içinde mi olacak, dışında mı?