Hrant, 14 yıl önce ülkedeki durumu şöyle yorumluyordu: “Dindar kesimden bizim korkularımızın, beklentilerimizin giderilmesi, onların üzerine baskı, dayatma yaparak değil, onların bizatihi kendilerinin siyaset yapmalarıyla ve kendi kendilerini reforme etmeleriyle ancak mümkündür diye düşünüyorum. İnşallah, bu süreç kesintiye uğramaz ya da şu karanlık süreci kısa sürede atlatırız.”
İktidarın anakronizmi gayet pragmatik çalışıyor. Eğer son olarak iktidarı destekliyorsanız, eski günahlarınız affedilir. Destek vermiyorsanız, son nefesteki bu ekberü'l-kebâir, bütün eski hayır ve hasenatınızı siler. Geçmiş önünüze suç olarak çıkarılır.
Ahmet Davutoğlu, dünkü (17 Ocak) “Erdoğan’ı da tasfiye edecekler” uyarısından bir hafta önce de şöyle demişti: “28 Şubat zihni, muhafazakâr görünümlü lider desteği olmaksızın o Türkiye'yi kuramayacaklarını gördüler…” Peki ne zaman gördüler ve ‘dostluk’ kararı verdiler? Bence 15 Temmuz’dan çok önce bir tarihte, 2012’de.
Kohlhaas, satmak için götürdüğü atların alıkonulmak istenmesi gibi utanmazca bir istemi hayretle karşılar ama yine de sorun çıkarmaz. Uşaklarından Herse’yi iki atına göz kulak olması için orada bırakır, diğer atlarını önüne katarak Leipzig panayırına doğru yola çıkar.