Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile dün (18 Kasım) akşam Élysée Sarayı’nda bir araya gelen Fransız Müslüman İbadet Konseyi (CFCM) liderleri, imamlık görevinin Cumhuriyet değerleri çerçevesinde düzenlenmesi yolunda anlaşmaya vardı. Tarihi toplantıda, Fransa’daki Müslümanların ibadetinin “Türkiye, Fas ve Cezayir gibi yabancı ülkelerin etkisinden arındırılması” önlemleri ele alındı. Macron, CFCM liderlerine, İçişleri Bakanlığı ile işbirliği halinde Fransa’da görev yapan imamların uyması gereken bir “Cumhuriyet değerleri tüzüğü” hazırlanması için 15 gün süre verdi. Bu tüzük, Fransa’da görev yapan imamların Cumhuriyet değerlerini tanıdığını onaylayacak; Fransa’da İslâmın siyasi bir hareket değil bir din olduğunun altını çizecek ve yabancı ülke bağlantısına son vermeyi öngörecek.
Samuel Paty suikasti ve Nice saldırısı akabinde Fransa’da radikal İslâma karşı mücadele temposunu arttıran Macron’un hedefi, önümüzdeki dört yıl içinde ülkedeki yabancı imamların faaliyetlerine son vermek. Fransa’da halen Türkiye, Fas ve Cezayir’den gelen 300 imam görev yapıyor. Fransa’da imamlık görevinin çerçevesini çizen bir protokol bulunmuyor. Bundan böyle, CFCM tarafından resmi imamlık kartı verilen kişiler imamlık yapabilecek. CFCM, etik değerlere uymayanların onayını iptal edebilecek. İmamların Fransızca yeterliliği ve üniversite diploması gibi öğrenim seviyesi kriterleri, halen görev yapmakta olanlar için de geçerli olacak. CFCM, 6 ay içinde imamların bu kriterlere uygun bir formasyonm edinmelerine ilişkin bir plan taslağı hazırlayacak. CFCM, 25 bölgesel konseyden oluşan bir STK. Müslümanların ibadetlerini kolaylaştırma amacını taşıyor ve Fransa’daki Müslümanları de facto temsil ediyor.
Radikal İslam ile mücadelede idari ve yasal önlemler paketi hazır; tartışma başlıyor
Öte yandan Macron hükümeti, radikal İslâm ve ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısına son şeklini verdi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önerisiyle, sosyal medyada nefret dili kullanılmasının suç sayılması da tasarıya eklendi. Bu ilave, ifade özgürlüğü dersinde öğrencilerine Charlie Hebdo karikatürlerini gösterdiği için başı kesilerek öldürülen öğretmen Samuel Paty’nin, katlinden önce sosyal medyada linç kampanyasına hedef olduğunun ortaya çıkması nedeniyle yapıldı. Yasa tasarısı, 9 Aralık’ta Bakanlar Kurulu’nda görüşülecek. Yasa tasarısında Macron’un 2 Ekim’de yaptığı konuşmada kullandığı “İslâmcı ayrılıkçılık” ve “laiklik” ifadeleri yer almadı. “Cumhuriyet İlkelerini Güçlendirme Yasa Taslağı” başlığını taşıyan metin, Parlamento ve Senato’ya da gönderildi.
Yasa taslağı, özel, ailevi, mesleki bilgilerin paylaşılması yoluyla kişilerin hayatını tehlikeye atma suçunu da oluşturuyor. Bu suça 3 yıla kadar hapis cezası ve 45 bin avro para cezası öngörülüyor.
Suçu işleyenlerin ivedikle mahkeme önüne çıkarılması için özel bir yargıçlar kurulu oluşturulacak. Devlet memurlarını ve halkın seçilmiş temsilcilerini hedef alan “baskıcı” paylaşımlara karşı da yaptırımlar söz konusu olacak. Taslağı hazırlayan Adalet ve İçişleri Bakanları, Fransa’nın milli birlik ve kardeşliği zedeleyen radikal İslâm ve ayrılıkçılık meydan okumaları karşısında yeterince yasal imkâna sahip olmadığı için güçsüz kaldığını açıkça dile getiriyor. Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti’nin “Öğretmenime dokunma, Cumhuriyetin değerlerine dokunma” yasası olarak tanımladığı yasa taslağı, dini kuruluşların finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik yasal değişiklikler de öngörüyor; camilerin radikal unsurların kontrolüne geçmesini engellemeyi amaçlıyor. Yabancı kaynaklı bağışlar 10 bin avroyu aştığı takdirde kaynağını açıklama zorunluluğu; terörizm, ayırımcılık, nefret ve şiddet provokasyonunda bulunanlara ibadet yerlerine girme yasağı; Tracfin’in (yasadışı finans devrelerine karşı istihbarat ve eylem bürosu) daha geniş yetkilerle donatılması önerileri de yasa taslağında yer alıyor. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’in ifadesine göre, bu sayede “Fransa’da ilk kez kimin kimi finanse ettiği bilinecek.”
Kız çocuklarının eğitimi
Yasa taslağının öğrenim ayağında ise, kız çocuklarının 3 yaşından itibaren Cumhuriyet okullarında okutulması fikrine verilen önem öne çıkıyor. Yasadışı okullarla mücadele; çocuk ve ailenin durumuna ilişkin çok kısıtlı istisnalar dışında 3 yaşından itibaren çocukların evde öğrenim görmesine son verilmesi; milli eğitim sözleşmesi bulunmayan okulların daha sıkı denetlenmesi ve müfredat dışına çıkanların kapatılması önlemleri öngörülüyor.
Okul çağındaki hiçbir çocuğun eğitim hakkından yoksun kalmaması için, her bir çocuğun ulusal kimlik numarası yoluyla takibi hedefleniyor. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Le Figaro gazetesine verdiği mülakatta, amacının “Laik okullarda görülmeyen küçük hayaletler” olarak tanımladığı kız çocuklarını “İslâmcıların pençelerinden kurtarmak” olduğunu açıkça söylüyor. Yasa taslağı, yerel idare amirlerine, Cumhuriyet değerlerine saygı göstermeyen derneklere devlet yardımlarını kesme yetkisi veriyor. Yasa taslağında kadın haklarının güçlendirilmesi planı da yer alıyor.
———-
(*) Meltem Özdemir Marbois, gazeteciliğe diplomasi muhabiri olarak Ankara’da Soğuk Savaşın son yıllarına tanıklık ederek başladı. Lisansüstü çalışmasını Britanya’da Avrupa entegrasyonu ve güvenlik konusunda yaptı. Yerli ve yabancı gazete ve ajanslarda, AB ve NATO haberleri yazdı. En son çalıştığı Hürriyet İstihbarat Servisi’nde hem sıcak haberle tanıştı, hem de dünyanın kendi alanında tanınmış şahsiyetleri ile özel röportajlar yaptı. 2000 yılında gazeteciliği bırakarak Türkiye’den ayrıldı. Dünyayı gezdi. Gündem peşini bırakmayınca, 20 yıl aradan sonra tekrar haberciliğe döndü.