Dizi mevzusunu bitirmeyi düşünüyorum. Haftaya yine bir dizi üzerine yazabilirim, onu demiyorum, yani bu yazının asıl mevzusuna geçiyorum; şahane ve saçma sapan bir filmden bahsedeceğim. Eskiden mahalledeki sinemaya gelecek filmi bekler gibi şimdi de Netflix'e gelecek bazı filmleri bekler olduk ve bu da o filmlerden biri.
Bir de Çeltik Kilisesi vardı. Kilise ise çeltik ne alaka, çeltik ise kilise nereden çıktı, hiçbir fikrimiz yoktu. Tabii çok sonradan öğrendik o güzelim yapının hikayesini: Katolik Ermenilere ait bir kilise olduğunu, kitabesi olmadığından ne zaman inşa edildiğinin kesin olarak bilinmediğini, mimari özelliklerine bakılarak 16. yüzyılda yapıldığının tahmin edildiğini, 1914’ten sonra bir dönem çeltik fabrikası olarak kullanıldığını ve sonradan yıkılmaya terk edildiğini.
Yale Üniversitesi tarih bölümünden Alan Mikhail’in Yavuz Sultan Selim hakkında yazdığı “God’s Shadow” (Zıllullah/Allah’ın Gölgesi) kitabı da, gene Alan Mikhail’in 20 Ağustos 2020’de Washington Post’ta yayımlanan “Amerika’yı değiştiren Osmanlı Sultanı” başlıklı yazısı da sert tartışmalara konu oluyor. ABD üniversitelerinde görev yapan üç tarih profesörü (Cornell Fleischer, Cemal Kafadar ve Sanjay Subrahmanyam), Mikhail’in hem kitabına, hem yazısına birer eleştiri makalesiyle cevap verdi. Kitabı tarih metodolojisine aykırı buldular; aynı doğrultuda, WP’deki yazının da olgu ve mantık hatalarıyla dolu olduğunu ileri sürdüler. Üç tarihçinin Washington Post’taki yazıya verdikleri cevabın, gene Amerika’da yaşayan ve çalışan tarihçi Kaya Şahin’in yaptığı Türkçe çevirisi, Gazete Duvar’da “Yalan haberler çağında uydurma küresel tarih yazmak” başlığıyla yayımlandı. Bu makaleyi Serbestiyet okurlarının dikkatine sunuyoruz.