spot_img
Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIPutin meraklıları... Navalni’ye yapılanları görüyor musunuz?

Putin meraklıları… Navalni’ye yapılanları görüyor musunuz?

Ben bu rejimleri “Doğu despotizmi” diye tanımlamaktan yanayım. Vietnam, Kamboçya, Laos gibi geçmişte komünist rejimlerle yönetildiğini düşündüğümüz ülkeleri, yani bir zamanların efsane direnişçilerinin olduğu ülkeleri de bu açıdan merak ediyorum. Bu merak beni demokrasiyi, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önemini yeni baştan gözden geçirmeye sevk ediyor. İfade özgürlüğünün olduğu yerde Putinler yetişemez, Navalniler yok edilemez.

Aleksey Navalni’nin cansız bedenini annesi Ludmila’ya gösterdikten sonra teslim etmek istemeyen Rus yetkililer anneyi tehdit etti. 9 gün süren eziyetli bekleyişin ardından, anneye söyledikleri “Sessizce gömeceksin, yoksa oğlunun bedenini Arktika’da bilinmez bir yerde kaybederiz” şantajıyla onu korkutmaya çalıştılar.

Bu yazıyı yazarken, kuzey kutup çemberindeki yani Arktika Çemberi’ndeki bir hapishanede öldüğü söylenen Rus muhalefet liderinin nasıl toprağa verileceği netleşmemişti. Anne Ludmila sessiz bir defin olayına razı edilememişti. Muhalifler, Navalni’nin Rusya yönetimi tarafından öldürüldüğünü düşünüyor. Rusya’da bu ilk siyasi cinayet değil. Tesadüf sayılamayacak kadar vahşi ve fütursuz bir olay görüntüsü var.

Olayın çarpıcı bir tarafı daha bulunuyor: Başına ne geleceğini az çok tahmin edebilen deneyimli bir siyasetçinin, ölümü göze alarak, belki de “yapamazlar” diye düşünerek böyle bir girişimde bulunması. Karşı koyuşa karar vermesiyle dünyada ve Rusya’da yol açtığı sarsıntı. Ortada bütün insanlığı ilgilendiren bir suç var. Aleksey Navalni’nin eşi Yulia Navalnaya, Putin’e yönelik ağır ithamlarda bulundu.

“Sen ona hayattayken işkence yaptın, şimdi de ölüsüne yapıyorsun” dedi. Bu arada Navalni’nin cesedinin ailesine verilmesi ve cenazenin bir törenle defnedilmesi talebini 82 bin kişi imzaladı. Bu imzacılar arasında değişik kiliselere mensup 800 din insanı da var. Rusya’da muhaliflere neler olduğunu/olacağını/olabileceğini göstermesi bakımından Navalni örneği tüm dünyanın önünde. Kafamızı biraz kaldırıp biraz daha uzağa bakınca, Çin örneğini de görebiliyoruz. Orada muhalefetin ne durumda olduğunu bile anlamak mümkün değil.

Ben bu rejimleri “Doğu despotizmi” diye tanımlamaktan yanayım. Vietnam, Kamboçya, Laos gibi geçmişte komünist rejimlerle yönetildiğini düşündüğümüz ülkeleri, yani bir zamanların efsane direnişçilerinin olduğu ülkeleri de bu açıdan merak ediyorum. Bu merak beni demokrasiyi, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önemini yeni baştan gözden geçirmeye sevk ediyor. İfade özgürlüğünün olduğu yerde Putinler yetişemez, Navalniler yok edilemez.

Bu vesileyle batı ülkeleri ile doğu despotizmi arasında bir karşılaştırma yaparsak; Batı’nın İsrail-Filistin gibi alanlarda despotik yaklaşımları olsa da kendi içinde ve kendi vatandaşları bağlamında çok daha ileri bir demokrasi özeni gösterdiği açık. Bugün dünyada otoriterleşme rüzgarı esiyor. Otoriter liderler kıymete binmiş durumda. Putin’den, onun gibi yöneticilerden umut bekleyenler var. Kendini ömür boyu Çin’in başkanı ilan eden Şi Cinping’i de ayrı bir örnek olarak inceleyebiliriz. Navalni cinayeti, tüm insanlık için ağır bir travma.

- Advertisment -