Dune 2 filminin galası 15 Şubat’ta Londra’da yapıldı. Filmin tanıtımı için 7 Şubat’ta Meksika’da bir kırmızı halı daveti yapılmıştı. Frank Herbert’in 1965 tarihli aynı adlı bilim kurgu romanından uyarlanan filmin oyuncuları Londra’daki galada da Meksika’daki davetteki gibi yine method dressing denen filmin havasına uygun giyinme tekniği çerçevesinde fütüristik ve ruhani denebilecek görünümlerle arz-ı endam ettiler. Bu strateji bir tesadüf değil, filmin pazarlama planının bir parçası. Film, şimdiden gösterime gireceği ilk haftanın biletlerinin (1 Mart, Türkiye’de 15 Mart) ön satışlarıyla 2023’ün başarılı filmlerinden Oppenheimer’ın bütün hasılatını geçti.
Geçen senenin gişe rekortmeni Barbie filminin tanıtım ve galalarında Margot Robbie’nin giydiği kıyafetler, özenle seçilmişti, filmin temasıyla çok örtüşen, adeta Barbie’nin dünyasına yolculuk tadında bir havadaydı ve bu taktiğin filmin gişe başarısına büyük bir katkısı oldu. Filmin pazarlama kampanyasının zirvesinde işte method dressing denen bu teknik, yani filmin temasını starların film dışındaki giyimlerine yansıtma stratejisi vardı. Barbie method dressing’in güncel ve çok başarılı bir örneğiydi, ama ne ilkti ne de son. İşte Dune filminin çeşitli tanıtım ve gala gecelerinde de starların kıyafetlerinde filmin primitif fütüristik mistik evrenine bolca göndermeler vardı. Bu giyimler, gösterime giren filmle ilgili hiçbir fikri olmayana bile sinematik havayı hissettiren mevzubahis tekniğin başarılı örnekleriydi. Dune 2’nun Londra galasında, Anya Taylor Joy ve Zendaya başta olmak üzere filmin oyuncularının görünümlerindeki fütüristik ve mistik referanslar son iki gündür moda camiasının en çok konuşulanlarından oldu.
Fütüristik, mistik, primitif; şimdi bunlar süslü, afili kelimeler, fakat amiyane tabirle şöyle diyeyim: Bundan 750 sene sonraya gidelim, başka bir galakside kolonize ettiğimiz bir gezegenin sarı sıcak tuhaf çöllerinde tesbih çeken abalı dedeler hayal edin. Hah işte böyle bir sinematik evrenden bahsediyoruz. Bu evrenin kumlu metalik büyüsünü Zendaya’nın ve Anya Taylor Joy’un galada giydikleri ile bize hissettirmelerine de method dressing diyoruz.
Solda: Dune 2 Londra premiyerinde Zendaya
Sağda: Thierry Mugler 1995 İlkbahar Yaz Couture Defilesi Machinenmensch tulumu
İşte Zendaya galada Thierry Mugler’in 1995 haute couture koleksiyonundan seçtiği robot kostümüyle bu stratejinin fütüristik kısmını yansıtma vazifesini üstlenmişti. Zaten Zendaya bu cyborg entarisiyle son iki günün moda dünyasında en çok konuşulan olayı haline geldi. Thierry Mugler fantastik, ultra feminen ve bazen camp diye nitelenebilecek çizgisiyle bilinen avantgarde bir tasarımcı. Pek çok ünlüye giydirdiği bu tarz fütüristik kıyafetler (daha doğrusu kostümler) oldu, bunların arasında Beyonce ve Lady Gaga’nın konser kıyafetleri de vardı.
Solda: Beyonce 2023 sahnede Thierry Mugler tasarımı robot tulumuyla
Sağda: Cara Delevigne 2017 GQ British dergisinde Thierry Mugler robot tulumuyla
Zendaya’nın Dune 2 galasında giydiği “Machinenmensch” (makine-insan) adlı 1995 tasarımı tulum, ilhamını fütüristik eserlerin belki ilk onunda sayılan efsanevi film/roman Metropolis’teki Futura/Machinenmensch karakterinden alıyordu. 1927’de Fritz Lang, aynı adlı romanı filme uyarladığında, bu karakter, sinemadaki ilk robot tasvirlerinden biri olarak tarihe geçti. Bir kurgu eserden ilham alan tasarım, yine bir kurgu eserden uyarlanan filmin tanıtımında giyildi. Bu kostümün yapımında krom ve pleksiglas kullanılmış ve üretimi tam 6 ay sürmüş. Yapımında sanatçı Jean-Jacques Urcun ile birlikte çalışılmış. Machinenmensch tulumu, 2022’de Brooklyn Museum’daki “Thierry Mugler: Couturissime” sergisinde de yer almıştı.
Bu gala için özel dikim yeni bir versiyon da yapılmamış; Zendaya, meşhur stilisti Law Roach’un verdiği bilgiye göre, 28 yıl önceki defiledeki kostümün ta kendisini giymiş. Zaten bu tarz kıyafetlerin haute couture koleksiyonlarındaki amacı, koleksiyon için bir estetik çizgiyi vurgulamak ve biraz da şovdur, yoksa böyle işler kimse alsın düğününde davetinde giysin diye yapılmaz. O yüzden kıyafet yerine kostüm demek daha isabetli olabilir. İşte Dune galasında bu robot tulum, Zendaya’nın üzerinde tam ifadesini bulmuştu.
Üzerine taktığı Bulgari gerdanlık ise, oluşturduğu biraz absürt biraz tezat havayla yine öylesine bir seçim değildi. Thea von Harbou’nun 1925 tarihli distopyası Metropolis’ten, Dune’un Deleuze’e selam çakan ruhani postmodernist fütürizmine bir dokunuş için bu absürdite yersiz değildi. Modern fütürizm ve postmodern fantastik bilim kurguların farkı belki başka bir yazının konusu olur, ama kabaca Metropolis’in determinist modernist evreniyle, Dune’un spiritüel referanslı postmodern kurgusunu kıyaslarsak, robot kostümü üstüne yerleştirilmiş bu kolyedeki absürtlüğü ve tezatı neden isabetli gördüğümü belki ifade edebilirim.
Solda: Dune 2 galasında Anya Taylor Joy
Sağda: 1961 Dior defilesinde Kouka
Galada Zendaya’nınki kadar olmasa da ses getiren bir başka kıyafet de Anya Taylor Joy’un Dior elbisesiydi. Bu elbisenin kendisi vintage olmasa da ilhamı 1961 tarihli bir giysidendi. Geçtiğimiz yıl 97 yaşında vefat eden, Dior’un efsanevi tasarımcılarından Marc Bohan imzalı “Hyménée” isimli elbiseden…
Bu elbisedeki ruhani hava da ismindeki mitolojik göndermeyle örtüşüyor. Hyménée, Yunan ve Roma mitolojilerindeki evlilik ve düğün tanrıçası Himen’in Fransızcası. Keza halk arasında kızlık zarı diye bilinen dokunun tıptaki ismi. Dior 1961 ilkbahar yaz defilesinde zamanın efsane modellerinden Kouka’nın taşıdığı bu elbise, mistik havasıyla 2018’de New York’taki MET Museum’da Katolisizm temalı “Heavenly Bodies” sergisinde de vardı. Bu filmin ilkini görenler veya kitapları okuyanlar bilirler; filmde ve kitaplarda bolca mistik-dini referanslar var. Bilhassa İbrahimi dinlere göndermeler Dune’a sembolik, metaforik, hatta doğrudan terimlerle yerleştirilmişti. Örneğin; baş kahramanın adı Paul, en önde gelen Hristiyan azizin ismi, soyadı Atreides de Homeros’un İlyada’sından doğrudan alıntı. Filmin konusuna fazla dalmak istemiyorum, fakat metaforlarla dolu bu filmin etrafında döndüğü spice denen madde, Arrakis gezegeninde bulunan bir doğal kaynak, galaksiler arası seyahatlerde enerji kaynağı olarak kullanılıyor ve bütün kavga dövüş bu spice denen şeyin etrafında dönüyor. Bu gezegenin yerli halkı Fremenların atalarının günümüz dünyasındaki Arap halkları olduğunu ise metaforlarla falan değil, kitaptaki açık referanslarla görüyoruz. Arrakis kelimesi bile raks kökünden türetilmiş ve bu halk, özel bir dans-yürüyüş sayesinde çölde hayatta kalıyor. Ayet, edep, gaflet, şeriat gibi terimler kitapta/filmde birebir aynı anlamda kullanılıyor. Fremen inancında, başka bir gezegenden (alemden) gelecek olan beklenen kurtarıcı, bir nevi mehdi var, ve bu kurtarıcı Lisan Al-Gaib yani gaipten gelen ses diye adlandırılıyor. O da filmin baş kahramanı Paul Atreides (Timotée Chalamet). Hatta kitapta bu kahraman için doğrudan mahdi tabiri de kullanılıyor. Bu Lisan Al-Gaib tabiri, Şii literatürdeki, ölmediği halde insanlar arasından ayrıldığına ve bir gün döneceğine inanılan lider yani Mehdi el-Muntazar için kullanılan Gaib sıfatını da hatırlatıyor. İşte eserde bunlara benzer, saymakla bitmeyecek kadar çok, doğrudan ve dolaylı gönderme var.
Velhasılıkelam, galada Anya Taylor Joy’un giydiği bu kıyafet de hiç öylesine sıradan bir seçim değildi. Aktris filmde başkahramanın kardeşi Alia’yı canlandırmış, fakat bu karakter yaş ve konum itibariyle kitaptakinden ciddi farklılık arz edecek gibi görünüyor, o yüzden bu giyimin karakterin özellikleriyle bağı konusunda isabetli bir yorum yapmak şimdilik zor, bunu ancak filmi izleyince görebileceğiz. Stil ve estetik çizgi açısından bakıldığında da dikişsiz ve sanki kalıplanmış gibi görünen pelerin-duvak ve uzun elbisenin havası, bahsettiğimiz o ruhani fütürizmi tam ortasından yakalamış.
Dune filminin galasında Zendaya ve Anya Taylor Joy ile zirveye çıkan bu method dressing stratejisi, Barbie filminin tetiklediği barbiecore estetiği çılgınlığı gibi bir moda akımının öncüsü olur mu? Filmin gişe başarısında bu pazarlama taktiklerinin etkisi nasıl olur? Bunları zaman gösterecek ama bu kırmızı halı görünümlerinin filmin gizemli mistik fütüristik alemine bir kapı açtığını ve bizi hikayenin sinematik havasıyla tanıştırmak amacı taşıdığını söyleyebiliriz. İşte “Hollywood’un birtakım numaraları” dediğim bu method dressing’in de başarılı bir örneğini bu galada görmüş olduk.
Elif Akyol