Türkiye gündemi o kadar çabuk değişiyor ki kurabiye canavarı gibi tamamen gündem canavarına dönüşmüş durumdayız. Deprem san ki bitti… Bugün insan hayvan-ı natıktan, neredeyse gündemi takip eden hayvana inkılap etti. Gündemi takip ederken bazı tehlikeleri göremez hale geliyoruz.
Nitekim evimizin kapısına dayanmış gerçekten çok büyük bir tehlike var:
Yapay Zekâ ile Sosyal Medya’nın Kesişim Alanı
Henüz adını koyamadım. Tekliflere açığım!
Tehlikeli diye nitelendirmemin sebebi bu ikisinin bir araya geldiğinde yol açacağı toplumsal karışıklıklar. Kısaca hem geçmiş hem de yeni olay ve figürler hakkında imal edilecek montajlamaların sosyal medyada paylaşımıyla ortaya çıkacak karmaşa (kaos) durumunu kast ediyorum.
Bu yeni montajlama türlerinin şimdilerde yapılanlardan farkı ayırt edilmelerinin ve ayıklanmalarının çok zor olmaları. Hatta hiç var olmamış yeni olay ve figürler bile yaratılabilecektir. Bunlarla ilgili gayet sağlam görünen belgeler ve deliller üreterek! Hatta sadece dijital belgeyle de yetinmeyip 3D yazıcılarla somut belgeler de üretilebilecektir! Bu yüzden yol açabileceği tahribat ve tahrifatlar muazzam olacak diye tahmin ediyorum.
Napoléon’un aşk yaşadığı Mısır ve Osmanlı prensleriyle mektuplaşmaları… II. Abdulhamid’in İtalyan üstad-ı azamıyla Masonluğu dair hiç bilinmeyen yazışmaları… Atatürk’ün şimdiye kadar duyulmamış ses ve görüntü kayıtları… Hitler’in Hz. Muhammed’e olan alakası ve hayranlığıyla ilgili söylevleri…
Başta resmi uzmanlar olmak üzere diğer mütehassıslar elbette ki arşivlere müracaat ederek varlığı iddia edilen bu olay ve figürlerin sağlamasını yapma imkanına sahip olacaktır! Peki’ ya sıradan insanlar?..
Uzman sonuçları gelene kadar sıradan ve sıradan olmayan insanlar, siyasetçiler, tarihçiler… bunlar ne yapacaklar? Ortalıkta ne tür kılükal (spekülasyonlar) dönecek? Hatırlayalım ahlaksız biri tarafından uydurulan II. Abdulhamid’in Hatıra Defteri Osmanlı son dönem tarihçiliği için ne kadar okunmuş ne kadar kullanılmış ve ne kadar hatalara sebep olmuştu… Büyük hasar bıraktı.
Arşivlere başvurarak sağlamasını yapabileceğimiz gerçekliği iddia edilen belgeler için bu yukarıda söylediklerimi uyguladık. Güzel… Peki’ arşive müracaat ile sağlamasını yapamayacağımız daha eski dönemlere ait icatlar hakkında ne çözüm üreteceğiz?
İsa’nın adının geçtiği Roma dönemi yazıt… Meryem’le ilgili ilk kez bulunan kayıtlar… Haşhaşilerin Bizans ile ilgili çıkar ilişkileri… Çandarlı’nın Bizans İmparatoru’na gönderdiği ‘İmparator direnin!’ mealindeki mektubu… Fatih’in Hristiyanlık için bizzat kaleme aldığı sitayişkar vesika… Bunların sağlamasını yapacak elde yeterince veri yok ki! İşte bu durumda ne siyak u sibak (context) ne üslup ne kâğıt ne mürekkep denetimleri işe yarayacak! Yapay zekâ tüm checkpointleri atlatacak! Syber Tarihçilik Dönemi başlıyor!
Üreticiler ve Sağlamacılar Arasında Yapay Zekâ Savaşları
Buna rağmen acaba devletler tarafından ya da özel finansmanla desteklenerek üretilecek maliyeti yüksek özel programlar belgelerin sağlamasında yardımcı olabilecekler mi? Yoksa üreticiler daima sağlamacılardan bir adım önde daha çok çalışıp sahteliği hiç anlaşılamayan ya da git gide çok daha vakit harcayarak ve zorlanarak ayırt edilebilen belgeler mi imal edecekler? Bu syber savaşlar sürerken arada bizlere ne olacak? Neye inanacağız neye itimat edeceğiz? Yoksa post-truth dedikleri dönem karanlık çağı mı işaret edecek?
Kaos
Geçmiş olay ve figürler hakkında yapay zekayla icat edilen ürünler çok açık ki toplum ve devlet nezdinde tarihin daha fazla araçsallaştırılmasıyla sonuçlanacak! Bu kesin.
Ayrıca siyasi, iktisadi ve bi’l-umum kamplaşmalar keskinleşecek ve sertleşecek! Küfür, kıyamet, fiziksel şiddet! Yapay zekâ ile üretilen belgeler birer birer tahrip gücü yüksek bombalar gibi güdümlü füzeler misali sosyal medya mecralarında karşı tarafa fırlatılacak! Olaylar sosyal medya mecralarında kalmayıp sokaklara, stadlara taşacak mı?
Geçmiş zamana ait olay ve figürler böyleyken bugünki olay ve figürler hakkında üretilen inandırıcılığı son derece yüksek belgelerde adı geçen hala hayattaki kişilerin durumu ne olacak? Sosyal medyada linç mi edilecekler? Orası kesin. Ya sokakta ne olacak? İntihara mı sürüklenecekler? Suikaste mi maruz kalacaklar? Ayaklanmalar mı vuku bulacak? Darbeler mi gerçekleşecek? İstifalar, gizlenmeler, utançlar? Ardı arkası gelmeyen nefret söylemleri…
Komplo teorisyenleri coşacak… öfke ve sevinçle haykıracaklar!.. Arkasına taktıkları on binlerle…
Bugün hala iyi günlerdeyiz!..