GÜNÜN YAZILARI

Podcast çeken Amerikalı bir gazeteci, 19 yıl önce örtbas edilen bir katliamı nasıl gün yüzüne çıkardı?

The New Yorker dergisinde çalışan araştırmacı gazeteci Madeleine Baran, popüler podcast serisi “In the Dark”ın 3. sezonunda 19 sene önce Irak’ta işlenen Haditha katliamını ele aldı. Amerikan askerlerinin çoğu kadın çocuk 24 Iraklı sivili katletmesinin ardından olay yerindeki fotoğraflar arşive kaldırılmış, hiçbir sorumlu hapse girmemişti. Madeleine Baran, 15 akrabasını kaybeden Iraklı avukat Khalid Salman ile el ele verdi, olayın canlı tanıklarıyla konuştu. ABD ordusuna dava açarak olay yeri fotoğraflarına ve soruşturma evrakına ulaştı, kamuoyuna açıkladı. 19 yıldır saklanan bir katliamı tüm detaylarıyla gün yüzüne çıkardı. Tam da İsrail’in Gazze’de sivilleri katlettiği korkunç bir soykırım işlediği günlerde büyük bir savaş suçu haberini milyonlara ulaştırdı. Dehşet verici fotoğraflarıyla Haditha katliamı sadece geçmişe değil, günümüze ve geleceğe dönük bir özeleştiriyi de zorunlu kılıyor.

Sedat Yenigün-1 (Tanışma)

Sedat Yenigün’le 70’lerin ortasında tanıştım. “Fakülteden bir kızla konuşuyorum. Niyetim ciddi, evlenmeyi düşünüyorum ama biraz da tanımak istiyorum, ara sıra şurada burada konuşuyoruz. Bu günah mı?” diye benden fetva istemişti. O sırada İmam Gazali’nin Kimyay-ı Saadet kitabını okumuş, orada bu tür konuşmaların, hatta kadın sesinin haram olduğunu görmüş, büsbütün rahatsız olmuştu. “Konuşmanın, tanışmanın hiçbir mahzuru yok, hanım kızla konuşmaya, onu tanımaya devam edebilirsin, bundan hayırlı bir iş çıkar” dedim. Çok dürüst, kibar, bir İstanbul beyefendisiydi. Muhatabında itimat ve saygı uyandırırdı. Onunla iki konuda anlaşamıyorduk; birinde ben, diğerinde Sedat haklı çıktı.

Hakikatın karikatürü

Tavizsiz Kemalistler var elbette, ama halkın çoğunun gözünde Abdülhamit ve Atatürk karşıt görüşleri temsil eden kişilikler değil, ortak bir Türkiye ülküsünün başka görünüşleri artık. İnsanların gözünde tarihin bir parçası oldular, tıpkı Yavuz Sultan Selim ya da Pir Sultan Abdal gibi. Bugüne ancak simge olarak gölgeleri düşüyor, ama kimsenin eli gerçekten raftan indirmeye varmıyor. Çünkü tarihsel hakikatiyle ne Atatürk bugünün Kemalistlerinin işine yarar ne de Abdülhamit İslamcıların. İdeolojiler hakikatlerin karikatürünü tercih eder.

Neden kadın cinayetleri dindarların derdi olamıyor?

Sabah akşam feminizme lâf ederek aileyi ve dini koruduğunu zannedenler içinden ne kadarı, erkek olmakla kadınların hayatına kastetme hakkını dahi elde ettiğini zannedecek kadar canavarlaşan bu maçoluğa karşı bir eleştiri geliştirdi? Yüzü aşkın ilahiyat fakültesinde ders veren bini aşkın ilahiyat hocası içinden, Kur’ân’ın yaşama hakkının dokunulmazlığına dair apaçık uyarılarına ters düşen bu duruma karşı sesini ve sözünü yükselten, yanlışlığa dur diyen, doğrusu için çaba gösteren, çözüm için yol arayan kaç kişi çıktı şu ana kadar?
- Advertisement -

Melez bir Türkiye’nin işaretleri…

Bireysel düzlemde laiklik bir bakıma yeniden kuvvet buluyor. AK Parti seçmeni de laiklik düşüncesinden etkileniyor. Toplumsal düzlemde muhafazakar zihniyet köklü geçmişiyle sarsıntılar geçirmesine rağmen varlığını hissettiriyor. Koyu laiklerin ve koyu dindarların hayalindeki Türkiye tasavvuru gerçekleşmedi. Tam tersine, melez, yeni bir kültür kafasını kaldırıyor. Şu an bu melezliği tam olarak anlayıp yorumlamak zor olabilir ama sonuçta Türkiye büyük ülke. Dinamik bir ülke.

En Son Çıkanlar