MHP lideri Devlet Bahçeli, “Gelin çorbamızı beraber kaynatalım” çağrısını boşuna yapmadı. Bunu zaman içinde daha iyi anlayacağız.
Daha önceki birçok yazımda vurguladığım gibi Bahçeli’nin çıkışı, meselenin çözümü bakımından şimdiye kadar atılmış en dikkat çekici adımlardan biridir.
Onun konuya yaklaşımı Türkiye için anlamlı bir sürprizdir. Yurtdışında yayınlanan Kandil yanlısı gazetenin 14 Ekim sayısında, Öcalan’ın eski bir yazısı yayımlandı. Tam yeniden çözüm meselesinin gündeme geldiği sırada Öcalan imzalı bu yazı, bazı çevrelerde ilgiyle karşılandı. Şurası bir gerçek ki önümüzdeki günlerde bu tür yazıların İmralı’dan Kandil’den yurtdışına yayılması beklenebilir.
Şimdi gözler CHP’de. Ana muhalefet partisi geçmiş dönemdeki hatasını tekrarlamayacak gibi görünüyor.
Özgür Özel, sürece olumlu baktığını açıkladı. Demirtaş’la görüşme yapmak istedi ve bu isteği Adalet Bakanı tarafından kabul edildi. Bütün bunlar yeni bir ortamın oluştuğuna işaret olarak değerlendirilebilir.
Öcalan ve Demirtaş’ın da yapacakları şeyler, atacakları adımlar vardır. Öcalan, geçen sefer Kandil’i sürece katamamıştı. Bu kez ne yapabilir göreceğiz…
Samimi ve açık bir görüşme yapılması, sürece bir noktadan itibaren TBMM’nin de dahil olması gerekiyor.
Yaşadığımız 50 yıllık tecrübe, bir şeylerin yeniden gündeme geldiğini ve şekillendiğini gösteriyor.
Belli ki, devlete egemen olan anlayış, bu meselede yeni şeyler yapmak istiyor. Türkiye’yi Kürt meselesinin çözüldüğü bir ortama taşımak istiyor.
Devlet Bahçeli, kendi siyasi gücü ve seçmen kitlesi bağlamında, önemli bir risk aldı. Nitekim, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Bahçeli’yi çok ağır bir dille suçluyor ve MHP’nin ihanet içinde olduğunu söylemekten geri durmuyor.
Türkiye bu meseleyi hallederek, gücünü, demokratikleşme hedefini önemli ölçüde ileriye taşımış olacaktır. Şimdi yeni şeyler söylemenin zamanı.