Geçtiğimiz Pazartesi günü (19 Nisan), Rus Interfax ajansı, Rusya Savunma Bakanlığı’nı kaynak gösterdiği bir haberinde, Rus savaş uçaklarının Suriye’de Palmyra bölgesinde çölde 200 IŞİD militanını öldürdüğünü yazdı, fakat bu sayı bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı.
Açıklama, Suriye 5. kolordusu ile Rus güçlerinin Suriye’nin doğusundaki Deyr el-Zor’un güneyinden başlayıp Humus’un doğusuna kadar olan çöl bölgesinde saklanan IŞİD hücrelerinin saklandığı yerler olduğu düşünülen mağara ve sığınaklara karşı başlattığı operasyon sırasında yapıldı. Açıklamaya göre Rus uçakları bu bölgede 3 günde 220 hava saldırısı gerçekleştirmişti.
Rusya’nın “200 IŞİD mensubunu öldürdük” iddiasının IŞİD’in Humus’un doğusunda asker indirmeye çalışan bir Rus helikopterine saldırıp iki Rus askerini öldürdüğü iddiasından sonra gelmesi dikkat çekti.
Bağımsız kaynaklar, Rus hava saldırılarında 9 IŞİD mensubunun Deyr el-Zor bölgesinde, 26’sının da Palmyra’nın kuzeydoğusunda öldürüldüğünü söylüyor. Rus askerlerinde kayıp olup olmadığı konusunda Rusya’dan bir açıklama yapılmadı.
Çölde saklanan IŞİD militanları, Şam’ı Suriye’nin doğusunaki Deyr el-Zor bölgesine bağlayan yoldan geçen rejim güçlerine sık sık saldırılar düzenliyor. IŞİD saldırıları yüzünden Deyr el-Zor ile Şam arasındaki ticaret amaçlı ulaşım da etkileniyor. Yine Suriye rejimini destekleyen çeşitli milis gruplarına bağlı güçler ile Rus askerleri de Şam ile Suriye’nin doğusu arasındaki ulaşım için çölden geçen bu yolu kullanıyor. M20 olarak bilinen yol, hem ticari hem askeri açıdan önem arz ediyor. Rusya ve Suriye rejiminin bu bölgede sık sık meydana gelen IŞİD saldırıları nedeniyle kapsamlı bir operasyon başlattığı anlaşılıyor.
Rusya bombardımanları
Rusya, son aylarda hem İdlib’de hem de Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerde birçok yeri bombaladı. Rusya’nın Türkiye’nin kontrolünde olan el-Bab ve Cerablus bölgesinde kaçak petrol pazarı olarak bilinen yerleri bombalaması sonucu en az 4 kişi öldü ve çok sayıda araç ve petrol tankeri tahrip edildi. Aynı şekilde İdlib’de de petrol pazarları bombalandı, çok sayıda tanker ve araç tahrip edildi.
Petrol, bu pazarlara tankerlerle getiriliyor ve alıcılar yine tankerlerle petrolü farklı yerlere taşıyor. Rusya, Suriye petrolünün rejime ait olduğu, Türkiye’nin emrinde olan muhaliflerin petrol kaçakçılığı yaparak para kazandığı ve bu para ile rejime karşı savaştıkları iddiası ile petrol pazarlarını bombalıyor.
Kendi kontrolü altındaki bölgelere yapılan bu saldırılara ciddi bir tepki vermeyen Türkiye hükümeti, Rusya’nın İdlib’de yaptığı bazı saldırılar için de rejimi suçladı.
Türkiye hükümetinin, Rusya’nın petrol pazarlarına yapılan saldırılara karşı sessiz kalması bu pazarlarda satılan petrolün nerden geldiği sorusunda gizli olabilir. Petrol o pazarlarda kaçak satıldığına göre oraya da kaçak geliyor. Rejim bölgesinde petrol kıtlığı var, petrol o bölgeden gelmiyor, peki bu kaçak petrol pazarında satılan, resmi olarak bir yerden alınmamış kaynağı belirsiz petrol nereden geliyor?
Bölgede daha önce olan ya da bilinen bir rafineri yok, dolayısıyla rafineriler de kaçak. Rusya’nın bombaladığı kaçak petrol pazarlarında satılan petrolün PYD’nin kontrol ettiği bölgeden geldiği konusunda iddialar var. Eğer bu iddialar doğruysa, Türkiye’nin neden petrol sahalarını bombalayan Rusya’ya sessiz kaldığının sebebi de daha iyi anlaşılır.