"Sykes Picot eleştiren ABD Büyükelçisi gördük. ABD, Şam yönetimine destek verdikçe, yaptırımlar kalkıp, elektrik sorunu çözüldükçe, Şam-SDG anlaşması ilerliyor. SDG meselesi hal yoluna girdikçe Türkiye’deki çözüm süreci ivme kazanıyor… Hala PKK’nın silah bırakmadığına inananlar, müttefiki MLKP’nin PKK’yı eleştiren açıklamasına bakabilir… PJAK, İsveç merkezli kanala konuştu, PKK sitelerinde haber bile olamadı. Bese Hozat, 'Öcalan, İsrail’in değil Türkiye’nin tarafını seçti' dedi… Muhalifler, DEM Parti’yi muhalefete ihanetle suçladıkça Kürtleri kaybediyor… ‘İmamoğlu hapisteyken gündem süreç olamaz’ diyenler, süreç başladığında Demirtaş’ın 8 yıldır hapiste olduğunu unutuyor… Anayasa tartışması açıldıkça AK Parti ve CHP ideolojik bir yüzleşme yaşamak zorunda kalacak."
Yalım Eralp: “Gelelim Trump’ın Ortadoğu seferine… Savaş uçakları dahil milyarlarca dolar askeri malzeme sattı. Benim hayret ettiğim, Arap ülkeleri bu kadar para sarf ederken akıllarına Gazze'de ateşkesi şart koşmak gelmedi mi? Öyle görülüyor ki İsrail, ABD baskısıyla harbi sonlandıracak, Gazze’ye gıda yardımına izin verecek. Avrupa Birliği ülkeleri İsrail’le ilgili beyanatlar veriyor. İçlerinden bir İspanya cesur çıktı ve Gazze’de olanlar soykırımdır dedi. Diğer ülkeler yalnızca bağırıyor, çağırıyor. AB bu konuda çok geri kaldı.”
Yoldaki İşaretler’in bu bölümde konuğu sosyolog Müfid Yüksel oldu. Milliyetçilikle İslamcılığın arasındaki yer yer gerilimli, yer yer de dirsek temasına ve hatta ittifaklara dönüşen irtibatı değerlendiren Müfit Yüksel, Kürt Meselesine de değindi. Erbakan’ın arkasındaki organik Kürt desteğini ve elindeki Kürt kartını göremediğini söyleyen Yüksel, ilk Çözüm Sürecindeki hatanın PKK’nın tek muhatap olarak kabul edilmesi olduğunu vurguladı.
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: “Lozan Anlaşması’yla birlikte, Kürtler, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Irak, Suriye ve Türkiye olmak üzere üç ulus devlet arasında bölündüler ve kendilerine ait bir devlet kurma imkânı elde edemediler. Kürt siyasi belleğinde Lozan bir bölünme anıdır, iyi anılmaz. Dolayısıyla biz Lozan Anlaşması’nı nasıl kutsuyorsak, bir Kürt milliyetçisinin de Lozan’a bakışının bu çerçevede şekillendiğini bilmek gerekir. Ancak Kürtlterin Lozan öncesine geri dönme talebi de yok. Lozan sınırlarını “ortak vatan” olarak tanımlıyorlar bugün. Esas olan silahtan siyasete geçilmesidir.