Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği sosyal medya düzenlemesinin detayları tartışılırken ve özgürlüklerin kısıtlanacağına dair değişik iddialar ortaya atılırken, biraz da dış dünyaya göz atalım… Hem dış dünyanın bizi nasıl gördüğüne, hem de dış dünyada nelerin yaşandığına…
Sosyoekonomik koşulları bize yakın sayılabilecek Arjantin’den bir örnekle başlayalım…
Macri konulu tezahürat
17 Ağustos 2016’da, Nico Lucero adında 19 yaşındaki Arjantinli genç, bir futbol maçından sonra, dönemin Arjantin başkanı Mauricio Macri’yle ilgili bir twit attı: “Macri te vamos a matar no te va a salvar ni la Federal (la 12)”
“Macri seni öldüreceğiz, seni polis bile kurtaramayacak” anlamına gelen bu cümlenin sonundaki “la 12” ifadesi, bu cümleyi tribünde tezahürat olarak söyleyen taraftar grubunu tanımlıyordu. Maçtaki tezahüratı twitter’a taşıyan Nico Lucero, o twitten sonra mahkeme önüne çıktı. Tutuksuz yargılandı ve beraat etti. Twitini silmesi de gerekmedi. Mahkemenin beraat kararı vermesinde, yapılan tezahüratın gerçek bir ölüm tehdidi değil bir tribün esprisi olarak değerlendirilmesi etkili oldu. Nico Lucero Arjantin kamuoyunda büyük oranda anlayışla karşılandı. Hatta bir twit yüzünden yargılanmış olmasını saçma bulanlar oldu.
Deutsche Welle
Alman resmi devlet yayın organı Deutsche Welle (DW – Almanya’nın Sesi) sitesi, 3 Temmuz’da Türkiye’deki son tartışmalara göndermelerde bulundu. DW’nin “Türkiye’de tartışılan sosyal medya yasası için Almanya örnek gösteriliyor. Ancak uzmanlar, Almanya’nın hukuk devleti normları yüksek bir ülke olduğunu ve otokrat rejimlerin Almanya’daki yasayı referans gösterip kötüye kullanma riskine dikkat çekiyor” şeklinde bir paylaşımı oldu. Bu paylaşım bizim kamuoyunun bir kesimi tarafından, kibirli ve üsttenci bir paylaşım olarak algılandı.
Almanya’da, “Facebook Yasası” olarak da bilinen “Netzwerkdurchsetzungsgesetz” adlı bir yasa var. Bu yasa, nefret söylemi ve kişilik haklarını ihlal gibi konuları düzenliyor…
Sosyal medya, hukuk ve özgürlükler meselesi açısından yeni ve karmaşık bir alan. “Denetim az” diyenin de, “denetim haddinden fazla” diyenin de, “yeterince kontrol yok” diyenin de, “aşırı kontrolden nefes alamıyoruz” diyenin de haklı çıkabildiği (veya haksız çıkmayabildiği) bir alan.
Fransa’dan bir örnek bulup bir sonuca, İngiltere’den bir örnek bulup başka bir sonuca varabilirsiniz. Hangi ülkede hangi yazılı normların geçerli olduğunu ve bu yazılı normlar ile pratik uygulamalar arasındaki farkların neler olduğunu takip edebilmek, bu konularda güncel kalabilmek kolay değil. Kaldı ki siyasi ifade özgürlüğünün düzenlenmesi, sosyal medya hukukunun boyutlarından sadece birini oluşturuyor. Ticari ilişkiler, tüketici hukuku, vergi, kumar, cinsellik, fuhuş gibi boyutlar da var. Sonuç olarak, fazlasıyla gri bölgeler içeren, hukuki bağlamda hiç kimsenin tam bir uzmanlık seviyesine erişemediği bir ekosistemden söz ediyoruz.
Yeniden Arjantine’e dönersek…
Arjantin’in kültürü
Nico Lucero’nun twitter paylaşımının Arjantin’de hoşgörüyle karşılanmasını, Arjantin’in kültürel ve toplumsal normları çerçevesinde anlamayı deneyebiliriz. Arjantin’de siyasetçiler kendilerini genelde bizdeki siyasetçiler kadar tehdit altında hissetmezler. O nedenle de Arjantin’de, “başkana ölüm tehditi” içeren bir cümleniz, mizah çerçevesinde anlaşılabilir. Bu, Arjantin’de siyasetin kutuplaşmadığı anlamına gelmiyor. Orada da iktidar ve muhalefet blokları var. Macri taraftarları ile Kirchner taraftarları yıllarca ağır gerginlik yaşadılar. Yine de orada kutuplaşmalar bizdeki ölüm-kalım boyutlarına varmıyor. Öte yandan Arjantin’deki herkes Nico Lucero kadar şanslı değil, Arjantin’de de sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanan insanlar (sayıları muhtemelen çok olmasa da) var.
Ne olursa olsun, Arjantin, toplumsal ilişkilerin yumuşak ve mizaha toleransın yüksek olduğu, farklılık ve ayrışmaların bizdekinden daha ılımlı yaşandığı, tabii tribünlerdeki kültürün ve espri anlayışının da bizden farklı olduğu bir ülke. Arjantin’in Batı dünyasının genelinden ne oranda ayrıştığı da ayrıca tartışılabilir. ABD’nin, Fransa’nın, Almanya’nın, İspanya’nın, İngiltere’nin bu açılardan nasıl bir durumda olduğunu, bu ülkeleri daha yakından takip edenler yorumlayabilirler. Şu yazıya da göz atmakta yarar olabilir:
Nico Lucero
Arjantinli Nico Lucero, 1 yıl sonra, hakkında twit attığı Mauricio Macri’den özür diledi ve şimdi herhangi bir baskı ya da sorunla karşılaşmaksızın yaşamına devam ediyor. Belli bir siyasi tarafın insanı olmadığını, eğlencesine takıldığını söylüyor ve tribünlerde kendince eğlenmeye devam ediyor. En büyük tutkusu, ‘Chaca’ olarak tanımladığı, resmi ismi ’lub Atlético Chacarita Juniors’ olan takımın maçına gitmek.