Belçika’nın başkenti Brüksel, ayrılıkçı Kürt hareketinin yönlendirildiği bir merkez görüntüsü veriyor. HDP yöneticilerinin Avrupa ziyaretleri ya Brüksel’den başlar ya da Brüksel’de noktalanır. PKK’nın önemli toplantıları da genellikle bu şehirde yapılır. Bu toplantılardan biri de geçen hafta gerçekleşti. Avrupa’nın “terör örgütleri” listesinde bulunan PKK’nın yan kuruluşu KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi), Brüksel’de üç gün süren bir toplantı yaptı. KCK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan'ın konferansa gönderdiği mesajda, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden açıklamalar yer aldı. Aynı zamanda KNK üyesi de olan Murat Karayılan, dünyaya “Özgür Kürdistan’ı kurma sürecinde” olduklarını duyurdu.
“Kürdistan” mesajının Brüksel’deki bir konferansta duyurulması çok önemli. Bu mesaj PKK ve HDP’nin asıl hedefini gösterdiği gibi, arkadaki gücün varlığını da gözler önüne seriyor. Çağımızda tek başına bir örgütün devlet kurmaya kalkışamayacağı ortada. Dünyanın büyük güçlerinin desteğini almadan hiçbir örgüt veya yapı devlet kurmaya kalkışamaz. PKK’nın devlet kurma arzusu elbette sır değildi, fakat PKK’nın “Özgür Kürdistan” kurmak için yola Brüksel’den çıkması gayet manidar.
* * *
Brüksel, üyesi olduğumuz NATO’nun merkezinin bulunduğu bir şehir. Türkiye sınırlarının savunmasından da sorumlu olan NATO’nun merkezinde Türkiye sınırlarını tehdit eden bir örgüt açık toplantılar yapıyor ve ülkemizi böleceğini ilan ediyor. Bu proje, Brüksel ve Avrupa’dan bağımsız olabilir mi? Ya da şöyle sorulabilir: Batı’nın desteği olmasa PKK silaha sarılabilir miydi? Çözüm süreci devam ederken örgüt, terörü yeniden tırmandırabilir miydi? Kürt siyasi hareketi, 7 Haziran seçimlerinde büyük güç kazanmasına karşın PKK neden ateşkesi bozdu, dersiniz?
Batı’nın ve içerideki uzantılarının desteği olmasa PKK çözüm sürecini bozarak terörü tırmandırmaya kalkamazdı. Arkasında devasa bir gücü almadan hiçbir örgüt devlet kurmaya soyunamaz. Dünyadaki büyük güçlerin desteği ve onayı olmadan yeni devletler de kurulamaz. PKK/HDP’nin amacı Türkiye siyasetinde güç kazanmak ve “Türkiyelileşmek” olsaydı, 7 Haziran’da yakaladığı fırsatı silaha sarılarak harcamazdı. Batı, “Kürdistan” için yeşil ışık yaktığı için PKK çözüm masasını devirdi. Hâlâ “Barış isteyen taraf PKK, savaş isteyense Saray” diyenlerin amacı -aptal değillerse-, bu gerçeklerin bilerek üzerini örtmek.
* * *
PKK’nın Suriye ve İran ile sıkı ilişkiler kurduğu bir gerçek. Ama bu ilişki düzeyi PKK/HDH-Brüksel ilişkisiyle kıyaslandığında daha ileri değildir. PKK’nın, Brüksel merkezli Avrupa ile olan bağları çok daha köklü ve güçlü görünüyor. Abdullah Öcalan, çözüm sürecini başlatan Türkiye’ye karşı Brüksel ve ABD’de darbe planlandığını açıklarken, sanırım bu kadarını da beklemiyordu; Öcalan bile belki de PKK ve HDP’nin Brüksel’in güdümüne bu kadar açıktan gireceğini tahmin edemiyordu. Ya da Apo, kurucusu olduğu örgüt üzerinde NATO’nun ne kadar etkili olduğunu biliyor ve Türkiye’yi uyarma gereği duyuyordu.