Aslında Türkiye’de 12 Eylül askeri müdahalesi sonrasında, yani kabaca Özal’ın popüler ve etkili bir lider olduğu dönemde, bir darbe tartışması daha yaşanmıştı.
Ve o zaman 12 Eylül mağduru olan bütün önemli profesyonel politikacılar, Zincirbozan’a sürgüne gidenleri bütün yaygın bir şekilde ‘bir daha darbe mi asla!’ gibi böyle kahramanca demeçler basında çok yoğun bir biçimde yazılıp çizilmişti.
Fakat ilginç bir biçimde 1990’lardan itibaren ve 2000’ler boyunca, bu 1980’lerin ikinci yarısı boyunca Zincirbozan ve 12 Eylül ve Kenan Evren sonrası askeri darbe tartışması yaygın olarak unutuldu.
Roller değişti, o zaman bundan sonra kararlı ve ilkeli bir biçimde “mutlaka askeri darbe veya askeri vesayet karşıtı olacağım” diyen politikacılar, gazeteciler ve sair taife 2002 sonrasında büyük ölçüde tavır değiştirdiler.
Bunun sonucunda bugün Ergenekon davasıyla da somutlaşan günümüzün var olan iktidarını-AKP’yi- devirme söylemi ve buna yönelik siyasanın yeniden bir parçası haline geldiler.
Fakat kanımca 27 Mayıs 1960 tartışması siyasette ve toplumsal duyarlılıklarda yeni ve daha kalıcı bir paradigmatik değişikliğin kök salmakta olduğunu gösteriyor.
Peki, darbeleri olumlayan ya da olumlanmasına olanak veren entelektüel-teorik aparatımızda ne gibi unsurlar, ne gibi kritik önermeler vardır ki buna olanak veriyordu, darbelere şu veya bu şekilde, anormal siyasete bir umut gözüyle bakılmasına olanak veriyordu?
İster akademik ve entelektüel elitler açısından ister daha sulandırılmış bir şekilde genel kamuoyu açısından, bizim kafalarımız nerelerde tekliyordu ve neye takılıyordu? Yani tutarlı bir normal demokratik siyasa taraftarı olmayışımız, ya da demokrasiyi darbelere ve başka anormal müdahalelere karşı savunamayışımız noktasında bizim kafalarımızda tekleyen, genel kamuoyunda da yumuşatılmış ve bulanık uzantıları yaşanan neler vardı?
Bu noktada karşı devrim fikri ve karşı devrimi alt etme veya bertaraf etme aracı olarak darbeler fikri bence burada son derece önemli, ağırlıklı bir yer tutuyor. Gelecek hafta bu noktadan meseleyi açımlamaya devam edeceğim.