Ana SayfaYazarlarFutbolda rantiye ‘aileye’ devroldu

Futbolda rantiye ‘aileye’ devroldu

 

Türkiye Futbol Federasyonu “seçici/atayıcı” olma vasfını bırakıp bütün seçme ve atama işlerini Genel Kurul’a devretti. Başkan Yıldırım Demirören’in yaptığı açıklamaya göre; Kurulları “Futbol Ailesi” seçecek. İlk soru şu; Noolacak peki? Cevap; gördüğünüz gibi devam edecek her şey. Ve hiçbir şey düzelmeyecek.

 

Neresinden tutarsanız elinizde kalacak bir ‘sektör’ bu futbol. Şimdi bir olay aktaracağım size; Geçmiş zaman. Yıl 2014. Bolu İli 15 yaş grubu futbol karşılaşmalarında “tek hakem” yönetimi olmasına karşın maçların bazıları 3 hakem tarafından yönetilmiş gibi gösterilip harcırah yazımında adam kayrılmaya gidilmiş ve haksız kazanç sağlanmış. 20’ye yakın hakem maçlarda görev yapmadıkları halde görev yapmış gibi gösterilip “harcırah” almaları sağlanmış yani olmadıkları bir yerde varmış gibi gösterilip! ‘belli bir kesimin’ açıktan para kazanması sağlanmış. Ancak bu durumdan rahatsızlık duyan bir bölge hakemi suç duyurusunda bulunmuş.

 

Suç duyurusu dikkate alınmış ve Cumhuriyet Savcısı Bolu İl Hakem Kurulu’nda bulunanlar için hem dolandırıcılık hem de belgede sahtecilik suçundan dava açmış. -TFF bu davaya mağdur sıfatıyla katıldı.- Sonuç olarak da; Bolu İl Hakem Kurulu başkanı ve üyeleri hakkında 1 yıl 15 gün hapis, hakemler için ise beraat kararı verilmiş.-Yani suç sabit görülerek İl Hakem Kurulu Başkanı ve yöneticileri cezalandırılmış.-

 

Bolu Cumhuriyet Savcılığı’na başvuran bölge hakemi bu sezonun hemen başında Türkiye Futbol Federasyonu’na bir dilekçe yazdı; “2004 yılında lisanslı olarak başladığım futbol hakemliğini, özel evrakta sahtecilik suçundan hapis cezası alan Bolu İl Hakem Kurulu’nun tekrar göreve atanması nedeniyle bırakıyorum…’’

 

Peki…

 

Dün itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu seçme/atama işlerini Genel Kurul’a; futbol kulüp temsilcilerinden / yöneticilerden oluşan delegelere yani oylarıyla kendilerini oraya atayan/seçen “Futbol Ailesi”ne bıraktı. Başkan Yıldırım Demirören’in sözleri manidar olmaktan öteydi; “Üzülmekle yetinecek konumda değilim. Görevim çözüm üretmek. Deniliyor ki; kurullar kirli ilişkiler içinde. Hatta şampiyonu belirliyor. Kurulları da biz atadığımız için buradan hareketle töhmet altında bırakılıyoruz.’’

 

Yani örneğin MHK’nin genel kurulun yani başkanın deyimiyle "Futbol Ailesi"nin özgür iradesiyle ve üyelerin oylarıyla seçilmesi, hakem ataması ve uygulamalarıyla ilgili gereksiz tartışmaları/soru işaretlerini de ortadan kaldıracak. Yani artık kurulları TFF atamayacak, "Futbol Ailesi"nin üyeleri seçecek. Bu seçim olası bir etkileşimi/eyyamcılığı da önlemek için yönetim kurulu seçimleriyle aynı yıl yapılmayacak.

 

Yani seçilmişler “seçme/atama” yetkilerini kendilerini seçen/atayanlara devrediyor. Son derece demokratik görünüyor. -Bıyık altından gülmeden edemiyorum- Yani seçimle sizi futbolumuzu yönetmeye yollayanlar sizi atadıktan sonra denetleme hakkına sahip olacaklar. Yani kulüp başkanları, yani onların atadığı yöneticiler/delegeler sizin yapamadığınız işi daha iyi daha kabul edilebilir bir hakkaniyet duygusuyla yapacaklar… Yani siz daha kabul edilebilir ve hakkaniyetli seçimler/atamalar yapamadınız anlamına geliyor değil mi? Yanıt evet gibi. E insanın hatasını bilmesinden büyük erdem yoktur tabii!

 

Yazdıkça düşündükçe güzelleşiyor aklımın denkleri!

 

Diğer taraftan herkes futboldaki çeteleşmeyi konuşuyor. Bugünlerde bir spor gazetesinin sayfalarında ‘’Futbolumuzda çeteleşme var mı?’’ sorusuna “Suyun normal aktığına inanmıyorum. Endüstriyel futbol denen canavarla tanıştığımız günden beri birileri hem suyun yatağını değiştiriyor hem de suyu kirletiyor” diyen de var “çeteleşme vardı, var, varolacak” diyen de ‘Türk futbolunda bazı kulüpçüler, menajerler, hocalar, oyuncular hatta bazı basın mensupları da illegal çeteleşmeye gittiler. Bu illegal oluşumlara uluslararası bahis çeteleri de bazı menajerler üzerinden ulaştığında vahim bir tablo ortaya çıktı’ diyen de… En garibime giden bir futbolcu eskisinin yaptığı açıklamalar oldu; “Yıllardır futbolun içindeyim böyle bir yapının varlığını hissetmedim. Büyük hatalar oldu şüpheli maçlar ama böyle bir yapının işi olduğuna inanmıyorum…”

 

Şimdi;

 

Bir soru soruyorum; Bolu’da gelişen olaylar sonrasında sözü edilen “Futbol Ailesi”nde sahtecilikten 1 yıl 15 gün hapis cezası alan Hakem Kurulu Başkanı ve yöneticileri de olacak mı? Yani belgede sahtecilik yaparak haksız kazanç sağlayan Hakem Kurulu Başkanı ve yöneticileri de bu ailenin içinde yer alacak mı? -Ben sadece Bolu’dan örnek verdim. Her bölgede neredeyse durum aynı-

 

Yanıtınız evet ise bir kez daha düşünün; Rahmetli Hasan Doğan’ın başlattığı soruşturmada dünyanın en güvenilmez 7. Ligi çıkan Türkiye Futbol Ligi’nin-adını siz koyun-geleceği “bu ailenin elindeyse’’ gelecekte neler olacağını; bir kez daha düşünün…

 

Özkan Sümer hocam Trabzonspor’u çalıştırdığı 80’li yıllarda ayağında çok ama çok top tutan futbolcusuna seslenir; “Oğlum Raci topun sibobunu mu arıyorsun s…cek misin pas mı vereceksin?

 

Yöneticisi, idarecisi, futbolcusu, menajeri, delegesi topun sibobunu arayan bir aile düşünün…

 

Düşünün düşünün…

- Advertisment -