Ana SayfaYazarlarYüce Galatasaray ruhu

Yüce Galatasaray ruhu

 

Taraftarlarının tribünde yarattığı görsel etki bence diğer taraftar gruplarının ‘ses’ etkisinden çok daha iyi belki ama takımın durumu iç açıcı değil ve oyuncularına yazılan bir moralsizlik var Sarı-Kırmızı sevdalılarının üzerinde. Nasıl olmasın sıradan bir takımın yapması gereken ne varsa onu yaptı Galatasaraylı yöneticiler.

 

Son yıllara 3 şampiyonluk/kupa sığdırdılar. Ama ne gariptir ki bunu sağlayan oyuncu grubunu dağıttılşar önce. Muslera ile başlayıp/Melo/Sneijder/Selçuk/Drogba/Burak ile sonuçlanan bir futbol zenginliği. Şaka gibi değil mi? Bugünkü kadroya bakarsak öyle. Melo yerine Donk Drogba yerine Podolski var. Elinizi vicdanınıza koyun. Gelen gideni arattı değil mi?

 

Önce Drogba ardından Melo sonra Burak… Rakip kale hattından kendi kalenize bir çizgi çektiğinizde hem çizginin hem sağ ve sol taraflarının ‘kralı’ oyuncuları yolladınız. Ardından o çizginin yani ‘aks’ın bozulmadan çalışmasını sağlayan tel isim Melo gitii. Hem de Hamzaoğlu’nun ‘biz istersek kalır!’ sözüne rağmen. Gerçi Hamzaoğlu ‘istersek Messi’yi de alırız!’ hatta Gomez’i almayı düşünen Galatasaray yönetimine engel olmuş ‘9 milyon euro. Bizim için çok pahalı’ da demişti ama… Ama işte… Başkanın ‘İbrahimoviç’i alabiliriz hatta bakarız’ deyince senin Messi’ye yazılman niye anormal olmasın ki? Ben bunların telaffuz edilmesine değil buna gerek duyulmasına karşıyım. 3 şampiyonluk yaşamış 4. yıldızı yakasına takmış bir kulübün ne başkanının ne teknik adamının konuşacağı şeyler değil bunlar. Akıl başka bir yerde çalışıyor demek ki. Öyle olmalı ki Galatasaray bugün neredeyse sezon başını arar duruma geldi.

 

Sonra Mustafa Denizli’yle anlaştılar. Deneyimli hoca ‘kumar parası için Galatasaray’a geldiğinden tutun da ‘kariyerim bitecekse burada bitsin!’ deyişine kadar her şeyiyle uğraşılan bir iklimde buldu kendini. Söz verilen transferler de yapılmayınca Sneijder’i devreye sokup gönderdiler. Hem de ‘asla satılmamalı!’ dediği Burak Yılmaz’ı gözüne baka baka Çin’e satarak.-Hoş Burak durumdan çok memnun. İlk maçından sonra yaptığı açıklama bir şeyi anlatıyor bize; değer verildiğiniz görmek güzelmiş!’-

 

Galatasaray’ın yol haritası futbol iklimimize ilişkin bir göstergedir. O nedenle şiddetin dili çok iş görüyor bizim ligimizde. Sevgisizlik büyük prim yapıyor.

 

Sabri’yi protesto etmeyle başlayan tribün gerginliği sadece birkaç grubun bu gerginliği dışa vurmasıyla olmuyor. Umut Bulut’a yapılanları bir kenara yazmak lazım.

 

Bakın bir Galatasaray yazarı takımın en genç oyuncularından birine yönelttiği eleştiriyle bütün bir sürecin hatasını onun üzerine yıkmaya kalkıyor. Emre’den söz ediyoruz. Aynı Emre kendisinden 35 yaş daha büyük bir yazarı yolladığı mesajla aklıselime davet ediyor; ‘’11 yaşından bu yana camianın içindeyim. Galatasaray adabıyla büyütüldüm. Bizi yazdıkları yazıyla taraftarın önüne yem diye atanlar bir kez daha düşünmeliler…!’’ Ama bizim iklimimiz için söylenecek bir tek şey var artık; düşünmek değiştirmez hayatı.

 

Bu zamana kadar üretilmiş en güzel sloganlardan biriydi benim için ve Metin Oktay’a yazılmıştı: "Tek aşkıydı Galatasaray/senin gibi cimbomluyu unutur mu bu taraftar!’’

 

Yüce Galatasaray; geldiysen 4 defa vur…

 

 

- Advertisment -