Sizinle aynı havayı soluyorum,
Ama ağzımda kül tadı kalıyor, benim.
Bunu bir kere daha yazmıştım,
Yine yazıyorum, ağzımda kül tadı, benim.
Altmışlı yıllarımdan
Kendime güzel bir bahçe yaptım,
Bahçede bir de marangoz atelyesi,
Ve ağzımda kül tadı, benim.
Tanrı’ının oyuncakçı dükkanı burası,
Ben de çırağı O’nun,
Böyle övünmek hoşuma gidiyor
Ve ağzımda kül tadı, benim.
Komşuları çağırıp gösteriyorum
Yaptığımız oyuncakları,
Kış ortasında bahar rüzgârı bu
Ama ağzımda kül tadı, benim.
Torunlarım için yazılmış on şiir,
Aşil’e topuk zırhı,
Patraklos’a gök arabası,
Ve ağzımda kül tadı, benim.
Tanrının gelip gittiği yola
Kuş sürülerinden
Gezgin bir senfoni orkestrası,
Ve ağzımda kül tadı, benim.
Kırk kitaplık bir yol şiiri,
Yolun kendisi kadar uzun,
Rüzgârla taşınıyor kulaktan kulağa,
Ve ağzımda kül tadı, benim.
Bitiremiyorum, Allah’ım,
Bitiremiyorum,
Ne kenar süslerini silip
Zımparalayabildim onu,
Ne de kütüphaneye gidebildim
Dipnotlar için,
Ağzımda kül tadı,
Ağzımda kül tadı, benim.
Ağzımda kül tadı her sabah,
Yer gök aynı şarkıyı söylüyor,
Çakıllar, yıldızlar,
Komşu bahçede bababula ağacı,
Ve ağacın en yüksek dalında
Şu komşu karga ailesi,
Gagalarında külden sözcükler
Ve ağzımda kül tadı benim.
15 Ağustos 2013
‘Acı Otlar Kitabı’