Terör insanlığın başının bir kere belâsıysa Türkiye halkının bin kere belâsı. Türkiye şu anda tüm dünyada en çok terör saldırısına maruz kalan ülkeler arasında. Her türden ve meşrepten terör örgütünün hedef tahtasıyız. Gün geçmiyor ki terör saldırılarında insanlarımızı kaybetmeyelim.
Dünyanın hemen her ülkesi resmî açıklamalarında teröre karşı olduğunu söylüyor ama fiiliyatta aynı derecede net ve kararlı bir duruş sergileyen ülke daha az. Uzak komşumuz ABD, PKK’nın Suriye uzantısı PYD-YPG’ye destek vermekte azimli ve kararlı. Nasıl bir PKK’nın? Ortodoks sosyalizmi benimsemiş, etnik ve ideolojik temizliği alışkanlık hâline getirmiş, masum insanları katletmekte beis görmeyen ve demokratik siyasetin önünü tıkayan bir PKK’nın. Milyonlarca vatandaşımızın ekonomik kalkınmasına ciddî katkıda bulunduğu “dost ve müttefik” Almanya, teröristlerin güvenli sığınağına dönüştü. Türkiye’ye düşmanlık duyan kim varsa, Türkiye’den hangi suçlular kaçıyorsa, Almanya onlara iştahla kucak açmakta.
Daha da kötüsü, ülke içinde teröre karşı net bir duruş sergileyemeyen parti ve çevrelerin olması. Bunlar, terör örgütlerine ideolojik yakınlıktan veya terör örgütlerinin hedefi olanları düşman gördüklerinden, teröre karşı ses vermiyorlar. Teröristler arasında ayrım yapıyorlar. Dinî motivasyonlu bir terör saldırısı olursa onu en önde, bağıra çağıra kınıyorlar. Ama ideolojik-seküler mahiyetli bir terör olyı meydana gelirse ya susuyor ya da eveleyip geveliyorlar.
Maalesef üniversite içinde ve dışında birçok entelektüel de bu durumda. Genel olarak sol aydınlar, meselâ DEAŞ terörüne şiddetle karşı, fakat aynı tavrı PKK terörüne karşı göstermiyor. Hattâ PKK terörüne bazen açıkça, bazen dolaylı olarak destek veriyor. Sözüm ona bazı insan hakları örgütleri dahi aynı aymazlık içinde davranıyor.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’den teröre karşı cesur ve vicdanlı bir ses yükseldi. Çok sayıda aydın, akademisyen ve sivil toplum aktivisti bir bildiriyle PKK terörüne dur dedi. Bildiri metnini ve imzacıların tam listesini http://www.teroredurde.com/tr/ adresinde bulabilirsiniz. Ben burada bildiriden bazı parçaları aktarmak istiyorum.
“Son günlerde PKK terör örgütü sivillere karşı şiddeti artırmaktadır. Güvenlik görevlileri ve sivil kişilere saldırılarına devam eden PKK’nın, özellikle son aylarda öğretmenlere, güvenlik görevlilerine, sivil siyasetçilere ve işçilere yönelik saldırıları hayat hakkı ve çalışma hakkının engellenmesidir.
“Çalışma hakkı, temel insan haklarından biri olarak tüm insanların doğuştan sahip oldukları bir hak ve insanlık onurunun ayrılmaz bir parçası olarak kabul görmektedir. Herkes, insanlık onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmek için çalışabilme hakkına sahiptir. Gerek yasalarımız gerekse uluslararası sözleşmeler çalışmanın temel bir hak olduğunu düzenlemektedir. Terör örgütü PKK, kamu veya özel sektör çalışanlarını tehdit ederek, kaçırarak ve katlederek çalışanların çalışma haklarını ortadan kaldırmaktadır. PKK terörünün bu türden yaptığı katliamlarına birçok örnek vermek mümkündür.
“Son birkaç ay içinde ise yapımı süren Şırnak-Van karayolunun 20. kilometresinde çalışan işçilerin kaldığı şantiyeye terör örgütü PKK saldırı düzenledi, bir işçi katledildi, bir işçi ise yaralandı. Batman’da 22 yaşındaki öğretmen Şenay Aybüke Yalçın şehit edildi. AK Partili siyasetçiler Orhan Mercan ve Aydın Ahi şehit edildi. Hakkâri Yüksekova ilçesi Çobanpınar bölgesinde iş makinelerini taşıyan 2 tır ve beraberindeki 2 sivil araca bölücü terör örgütü saldırdı ve 4 çalışan katledildi. Şanlıurfa Siverek’te öğretmenlik yapan 23 yaşındaki Necmettin Yılmaz, memleketi Gümüşhane’ye giderken aracının önü PKK’lı teröristler tarafından kesilmiş ve genç öğretmen kaçırılmıştı. Maalesef kaçırılan genç öğretmenimiz Necmettin Yılmaz da PKK tarafından katledildi. Şırnak'ın Aslanbaşar köyünde hayvanlarını otlatmaya götüren Tayip Fidan kaçırılarak katledildi.
“Biz burada imzası olanlar;
“Milletimizin hür teşebbüs hakkını, hayat hakkını, çalışma hakkını ve siyaset yapma hakkını engelleyen terörün bir an önce durmasını istiyoruz. Çocuklarımızı eğitmek isteyen öğretmenlere, sivil siyasetçilere, sivil halka, baraj ve yol yapan, eğitim ve sağlık hizmeti veren tüm çalışanlara yönelik şiddet tüm halkımızı da hedef almaktadır. Türkiye’nin kalkınmasını, gelişmesini, çalışanların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini, sivil siyaset yapılmasını istemeyen PKK terör örgütünü lânetliyoruz. Devletin terör örgütüne karşı her tür önleyici tedbir almasını, bu ölümcül yapılara hayat hakkı tanımamasını talep ediyoruz.
“Milletimiz, birçok emek ve meslek kuruluşları terör örgütünü lânetlemesine rağmen, demokrasi ve insan haklarını ağızlarından düşürmeyen bazı emek ve meslek örgütlerinin, bazı akademisyenlerin PKK’nın katliamlarına sessiz kalmalarını tarihe not düşüyoruz.
“Uluslararası sendikal örgütlerin ve AB’nin gündemine ve raporlarına alınmayan bu katliamlara karşı, uluslararası sendikal örgütleri, insan hakları örgütlerini ve AB’yi duyarlı davranmaya davet ediyoruz.
“Tüm kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”
Bu bildiriye baştan sona katılıyorum. PKK gibi terör örgütleri insanların sadece hayat hakkına değil, aynı zamanda mülkiyet ve çalışma haklarına da saldırıyor. Terörün kötülükleri arasına bunları da eklemeliyiz.
Teröre gerçekten karşı olanlar terörün tüm boyutlarını görmeli ve ayrım yapmadan her tür teröre yüksek sesle karşı çıkmalı. Bu hem bir insanlık görevi hem de bir demokratlık testi…