[26-27 Ekim 2022] İktidar partisi, yazılı basının, televizyonun, haber sitelerinin çoğuna hâkim. Bir şekilde ele geçirmişler bu alanı. Şimdi bu ana akım medyası, Rusya’nın saldırısıyla başlayan savaşın suçunu ABD’ye yıkıyor. Çatışma, süper devletler arasında bir mücadele diye sunuluyor. Temelinde, NATO’nun Rusya’yı kuşatma girişimlerinin yattığı iddia ediliyor. Bu da Putin’in saldırı gerekçelerine aynen katılmak anlamına geliyor.
Aynı medyacılar ilk başta Rusya’nın hemen ve kolayca kazanacağını da sanmıştı. Şimdi, bir, Ukrayna’nın çeşitli cephelerde kaydettiği ilerlemeler karşısında biraz şaşkın gibiler. Arazideki gerçek durumu sadece (kaldığı kadarıyla) bağımsız veya muhalif mecralar yazabiliyor.
İki, iktidar medyası Batı’nın yaptırımlarının Rus ekonomisine verdiği zarardan da ya hiç söz etmiyor, veya hafifsiyor, çok azını zikrediyor. Bu arada ülke yönetimi, Rus hükümeti ve Rosatom, Gazprom vb devlet şirketleriyle sürekli görüşüp ayrıcalıklı muamele istiyor; doğal gaz ve nükleer enerji akışlarında herhangi bir aksama olmaması için “kendine özel” çözümler bulmaya çalışıyor.
Aslında hükümet, AB’nin şimdiye kadar benimsediği sekiz yaptırım paketinin hepsine olumlu oy vermiş. Fakat çok garip bir şekilde, bir yandan da AB’nin gerek devlet olarak Rusya’ya, gerekse tek tek bazı Ruslara (Putinci oldukları, Rusya’nın saldırısını destekledikleri gerekçesiyle) uyguladığı yaptırımlara karşı büyük bir propaganda kampanyası başlatmış bulunuyor.
Bu doğrultuda, anket düzenleyip kendi vatandaşlarına önce, yaptırımlar nedeniyle bütün konut altyapı giderlerinin (gaz, su, elektrik vb) nasıl tırmandığını; üstelik Rusya’nın doğal gaz ihracını toptan kesme tehdidinde bulunduğunu ve bunun Avrupa ekonomisini nasıl sıkıntıya sokacağını anlatıyor. Ardından: “Yaptırımlardan yana mısınız? Evet mi, hayır mı? Lütfen işaretleyin” diye soruyor.
Oysa muhalefet partileri, şimdiki ekonomik krizin en azından kısmen, hükümetin müttefiklerine para saçmasından kaynaklandığın söylüyor.
Yıllık enflasyon oranı tavan yapıyor (ama kolay anlaşılmasın diye, söylemeyeceğim tam ne kadar olduğunu).
Nihayet, hükümetin demokrasi, hukuk devleti, özgürlükler, AB yasalarının üstünlüğü gibi çok temel bazı konularda da Avrupa ile başı dertte. İlginç olan şu ki, kapalı kapılar ardındaki özel pazarlıklarda uzlaşmaya yanaşıyor gibi. Ancak kamuoyu önünde kuyruğu dik tutuyor. Asıp kesiyor. Demediğini bırakmıyor.
Şimdi bilin bakalım, bu ülke neresi?
Cevap: Macaristan. Avrupa’nın göbeğinde. Lideri Viktor Orban. İktidar partisi FIDESZ. (Bilgiler için bkz BBC 20 Ekim 2022, US reminds pro-Putin Hungary it’s a Western ally.)