Avrupa’da günün adamının Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb olduğuna dair yorumlar yapılıyor. Bunun nedeni de golf üzerinden Trump’la yakaladığı yakınlık. Stubb ile Trump, birlikte golf oynamaktan büyük zevk almış görünüyor. Golfün rüzgarının da etkisiyle; Avrupa siyasetinde Macron, Pedro Sanchez, Friedrich Merz gibi isimlerin popülaritesinin kaybolduğu bir dönemeçte, Finlandiya Lideri Stubb yükselişe geçti.
Trump ve Stubb’ın arası gerçekten çok iyi… Florida’da, 29 Mart 2025’te Mar‑a‑Lago’da geçen uzun bir gün… Kahvaltı, bir tur golf ve öğle yemeği. ABD Başkanı Donald Trump ile Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, dosyalara girmeden önce sahada ritmi yakaladı; sonra konuşmaya geçtiler. Resmi protokolün ağırlığı olmadan kurulan bu doğrudan temas, ikisi arasında hızlı bir güven dili oluşturdu.
Aynı sporu paylaşmaları, sert dosyalara girmeden önce tonu ayarlamalarını ve güveni adım adım kurmalarını sağlayabiliyor. Stubb’ın çok iyi bir golf oyuncusu olması, belki Trump’ın Rusya-Ukrayna meselesine bakışını bile etkileyebilir. Trump, Stubb’ın golf geçmişini öven post bile paylaştı.
Trump ve Stubb… Florida’da geçirilen uzun gün, kahvaltı, bir tur golf ve öğle yemeği… Masada Finlandiya’nın Rusya tecrübesi, Ukrayna’nın güvenlik düzenlemeleri ve kuzey deniz yollarının geleceği vardı. Trump, kolayca duyurabileceği hızlı sonuçlar ve büyük başlıkların peşinde. Stubb ise bir dayanıklılık sporcusuna özgü tempoyla küçük ama biriken adımları kovalıyor gibi.
Avrupa sahnesinde, Stubb, golf üzerinden kurduğu doğrudan temas sayesinde Brüksel bürokrasisinden ayrışıyor. Washington’la gayriresmi ama düzenli iletişim, ona hem hızlı geri bildirim hem de Avrupa’nın mesajını daha net taşıma imkanı veriyor. Bu, Finlandiya’ya, nüfusunun, ekonomik çapının ve askeri gücünün çok ötesinde bir etki alanı açarken, Stubb çevik bir diplomasi zemini elde ediyor.
Ekim 2025’te Beyaz Saray’da imzalanan mutabakatın temel öğelerinden biri de şu: ABD’nin ihtiyaç duyduğu buz kıranların bir kısmı Finlandiya’da, kalanları Amerikan tersanelerinde, Finlandiya’nın birikimi aktarılarak yapılacak. İlk teslim için hedef 2028. Ana fikir basit: Acil ihtiyacı karşılamak ve uzmanlığı kademeli biçimde Amerika’ya taşımak. Finlandiya içinse sanayi için nefes açan bir işbirliği penceresinden ve ciddi bir ihracat potansiyelinden söz edilebilir. Yani golf sayesinde Finlandiya hem ciddi bir manevra alanı hem de bir ekonomik alan kazanıyor. ABD yönetimi, kuzeydeki kapasitesini hızla büyütmek istiyor. Dört gemi Finlandiya’daki tersanelerde üretilecek, kalan yedi gemi ise Finlandiya’nın bilgi birikimiyle ABD’de yapılacak. Bu model hem acil ihtiyacı karşılamayı, hem de uzmanlığı kademeli biçimde Amerika’ya taşımayı amaçlıyor. İlk teslimat için hedef 2028. Bu sayede yaşlanan filosunu yenilemekte zorlanan ABD Sahil Güvenlik’e hızlı bir ara çözüm sunulması bekleniyor.
Tabii mesele sadece golf değil. Trump ile Stubb arasındaki temas, ABD ile Finlandiya’nın güvenlik ve dış politika gündemlerinin kesiştiği bir noktada anlam kazanıyor. Ukrayna’daki savaş, Avrupa güvenliğini yeniden şekillendirirken, Finlandiya’nın NATO’daki yeni rolü ve Rusya ile ilişkilerin yönetilmesi meselesi öne çıkıyor. Washington–Helsinki diyaloğu; caydırıcılığın güçlendirilmesi, sınır güvenliği, savunma sanayii ve teknoloji işbirliği gibi başlıklarda sonuçlar üretmeyi hedefliyor.
Amerikan medyasındaki yorumlarda Stubb’ın golf geçmişinin Trump nezdinde en baştan bir yakınlık ve güven duygusu yarattığı sıkça not ediliyor. Florida’daki ilk buluşmanın senatör Lindsey Graham’in aracılığıyla uzun bir güne yayıldığı, Stubb’ın üniversite yıllarında Güney Carolina’daki Furman’da golf bursuyla okuduğu vurgulanıyor. Görüşme sonrası Trump’ın, buz kıranlar dahil yeni işbirliklerini öne çıkaran mesajlar vermesi, bu yakın temasın ilk somut yansımaları arasında gösteriliyor. Ancak bütün bunları değerlendirirken, Rusya-Ukrayna savaşını da dikkate almakta yarar var.
Biraz geriye gidelim: Finlandiya’da Rusya tehdidi, Sovyetler sonrasındaki kısa “iyi yıllar“da bile tam kaybolmadı; bu hafıza devlet aklını hala belirliyor. Stubb, Ukrayna dosyasına ilkesel bakma iddiasında: Bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğü onun için bir bütün. En azından kendi söylemi bu şekilde. Geçmişte Finlandiya bağımsızlığını korurken egemenlik alanında ağır bedeller ödedi. Stubb, Ukrayna’nın aynı sıkışmayı yaşamamasını istiyor. Finlandiya o yıllarda neredeyse yapayalnızdı, Ukrayna bugün siyasi, mali ve askeri destek sayesinde, o kadar da yalnız değil.
Bu zemin üzerinde, Stubb, golfün de etkisiyle, Avrupa medyası tarafından “doğru zamanda doğru yerde“ olarak görülen bir aktör. Trump’la doğrudan temas kurabilen Avrupalı liderlerden olan Stubb, mesajları iki istikamete de taşıyan bir kanal işlevi görüyor.
Ve bütün bu denklem, golfte düğümleniyor: Aynı sahayı ve ritmi paylaşmak, kriz anlarında telefondan geçen kısa cümlelere bile sükûnet ve netlik katıyor. Dosyalar değişse de yöntem sabit kalıyor: Önce oyun kurulur, sonra konuşulur; oyunun ritmi diplomasinin temposunu taşır.
Peki Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb kim? Eski Başbakan, AB dosyalarını iyi bilen bir diplomat ama aynı zamanda gençliğinde Finlandiya milli golf takımında oynamış, ABD’de Furman’da golf bursuyla okumuş bir sporcu. Golf onun için süs değil, hala rahat ettiği bir zemin. Trump açıktan Stubb’ın golfünü övdü. Ancak günün sonunda iki liderin ana başlıkları Avrupa güvenliği, Ukrayna ve kuzeye uzanan deniz yolları oldu.
Golf niye bu kadar işe yarıyor? Çünkü sahada yürürken sert başlıklara “yumuşak giriş” yapmak mümkün. Kısa cümleler, hızlı geribildirim, gereksiz gösterişten ve yapay diplomasiden arınmış bir tempo… Trump ile Stubb arasındaki bu ortak spor dili, telefonda kurulan cümlelere bile bir sükunet katıyor. Sonuç olarak, Stubb’ın Washington’la kurduğu “golf hattı”, Brüksel’in yavaş protokolünden ayrışarak Avrupa’ya yeni bir alan açıyor.


