Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’yla birlikte İstanbul’da geçen cumartesi günü düzenlediği toplantının konusu, “Barış Süreçlerinde Dilin Önemi ve Medyanın Rolü”ydü. İngiltere’nin iki önemli medya kuruluşu, BBC ve The Guardian’ın iki muhabiri, kendi deneyimlerini aktardı. Brian Rowan, çatışmalı yıllarda, BBC’nin Belfast muhabiriydi. Olayların merkezindeydi. Owen Bowcott ise The Guardian gazetesinin İrlanda muhabiriydi.
İki deneyimli gazeteci, aynı zamanda çatışma çözümünün en yakın tanıklarıydı. Zaman zaman medyanın savaşan tarafların sözcüleri haline gelmesinin yol açtığı krizleri anlattılar. Bundan toplumun çok zarar gördüğünü, çatışmaların her iki tarafı açısından da tehlikeler oluştuğunu belirttiler. Brian, ilginç bir noktaya işaret etti ve “Eğer İrlanda Barışı sırasında sosyal medya bu kadar güçlü ve yaygın olsaydı, işimiz epeyce zorlaşırdı” dedi. Benzer bir değerlendirmeyi galiba bizim ülkemiz için de yapmak mümkün. Sosyal medya, zaman zaman, kışkırtıcı, ırkçı, saldırgan siyasetlere yataklık yapabiliyor.
Barış dilinin oluşması mümkün. Bunun için liderlerin ve liderlik mekanizmasının da diline özen göstermesi gerekiyor. Bu konuda Türkiye başarılı bir örnek sayılmaz. Öte yandan, yeniden çözüm sürecinin başlamasından bu yana, medyanın geçmişe göre daha olumlu, daha ihtiyatlı olduğunu görüyoruz. İrlanda deneyimi “ne aldık ne verdik” üzerine kurulmamıştı. Barışa ulaşmak, çatışmaları sonlandırmak zaten asıl kazançtı. Bir başka nokta ise barışın sürekliliği için dilin önemi.
Gazeteci sokağa çıkmalı ve sokağın ne düşündüğünü anlayabilmeli. Aktarırken özenli olmalı. Çatışma alanlarında dil özellikle önem kazanır. Barış alanları doğru bilgiyle beslenmelidir. Doğru bilgi barışın da güvencesidir. Gazeteci ırkçı nefrete yol vermemeli, yıkıcı sonuçları doğru anlamalı. Nefret dili, barış için tehdittir. Bir yanlış anlama veya bir abartma, büyük emeklerle inşa etmeye çalıştığınız barış rüzgarının aniden tersine dönmesine neden olabilir. Diyarbakır’dan meslektaşlarımız da buluşmaya katıldı.
“İyimser ama ihtiyatlı hava devam ediyor” dediler. Beklenen adımların bir an önce atılmasının toplumda güven duygusunu artıracağına dikkat çektiler. “Vatandaşlar pasif olduğunda, demokrasi hastalanır.” – Alexis de Tocqueville (Fransız tarihçi ve dışişleri bakanı)

