Öncelikle duyarlı okuyucularımın 30 Ağustos Kutsal Zafer Bayramını kutlarım. Başka bir millete nasip olamayacak bir olay… Atatürk Mayıs’ta Samsun’a çıkıyor, Ağustos’ta işi bitiriyor. Geçenlerde ülkenin uzak bölgelerinden birinde verdiğim konferansta densiz bir dinleyici ‘olay aynı yıl değil’ dedi. Ben de ‘ne fark eder’ diye cevap verdim. Apışıp kaldı. Yerli ve milli benliğin böylesine güçlü olmasının sırrı burada arkadaşlar. Ne fark eder? gerçekler Gerçeği değiştirmez… Aksine Gerçek gerçeklerin saklı ve hakiki anlamını bize sunar.
Bu Cumhuriyet Bilinci ne yazık ki son dönemde iyice yıpratıldı. Büyük ve güçlü Türkiye’yi hazmedemeyen Batı, (RTÜK’ün defaatle altını çizdiği üzere) yalan ve manipülasyonla genç nesli yolundan saptırmaya çalışıyor. Buna karşı en önemli silahımız yerli ve milli duyarlılığımız…
Bu nedenle, doğal olarak insan Serbestiyet’ten de bu duyarlılığı bekliyor, genç neslin yalan ve manipülasyon gibi kötü yollara düşmesini engellemesini umuyor. Ama ne gezer… Editör diye dolananların tek derdi mülteciler, Afganlar, Suriyeliler vs. Sıra ne zaman Türklere gelecek diye boşuna beklemeyin! Çünkü duyarlılık yok!
Duyarlılık olmayınca da Serbestiyet’te şöyle bir haber okuyabiliyoruz: “Atatürk yaşasaydı hangi partiye oy verirdi?” Belli ki temel eğitimi zayıf bir gence vermişler işi, o da içine bilumum fotoğrafları doldurup sözde haber yapmış. Neymiş? Almanya’nın faşist diye nitelenen aşırı sağcı partisi pankartlarında “Atatürk de AfD’ye oy verirdi” diyesiymiş…
Haşa! Atatürk yabancı bir faşist partiye oy verir mi? Bu nasıl bir aymazlık? Ayrıca bugün Almanya’da yaşasa Atatürk’ün adının Ataalman olacağını söyleyenler de varmış. Cehaletin böylesi! Bilinsin ki Atatürk bugün Almanya’da yaşasa adı yine Atatürk olurdu. Ayrıca da Atatürk bunlara değil, bunlar Atatürk’e oy verirdi. Hayatında kendi partisi dışında hiçbir partiye oy vermeyecek kadar ilkeli davranmış bir lidere bu tür sözde haberlerle toz kondurulamayacağını sayın editörler bilmiyor mu?
Genç muhabir arkadaş Mustafa’ya da bu vesile ile bir uyarı… Bak, önünde uzun bir gelecek var. Atatürk bu memleketi siz gençlere emanet etti, emanete hıyanet bedelsiz kalmaz. Şimdiden yolunu doğru çizersen desteğimi alır, kim bilir bir gün İletişim Başkanlığımızda göreve bile başlarsın. Yok, kafanın dikine gidip liberallik oynayacaksan baştan bilelim…
Neyse daha diyecek çok şey var ama Bayram Bayram ağzımızın tadını bozmayalım…
Bir kez daha Kutsal Zaferimizi kutluyorum… Tüm duyarlı okuyucularımla birlikte.
(Yazıyı sabah ilk iş yazıp bitirdim, bekliyorum… Acaba Serbestiyet Kutsal Zafer Bayramı bütün yurtta nasıl kıvanç ve gururla kutlanıyor diye haber yapacak mı… Ama öğleyi geçtik tık yok. Uyarımı geniş bir not eşliğinde bizzat genel yayın yönetmenine iletiyorum. Ne diyeyim, utanın…)