[27 Nisan 2022] Bu nasıl bir fütursuzluk? Nasıl bir nasırlaşmış aldırmazlık?
Nasıl bir Makyavelizm?
Bu kadar vicdansızlık, bu kadar hak hukuk tanımazlık… olabilir mi?
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askerî rejimlerinin sıkıyönetim mahkemeleri bile, kanıt olup olmadığına daha fazla bakıyordu.
Kendimi yokluyorum. Ben neyim ki? Kalabalıklar içinde bir hiç.
Esamesi okunmaz reaksiyonlarımın.
Ama çileden çıkardılar sonunda.
Sonunda ben de sırf tepki oldum.
Denge, rasyonellik, analiz… hiçbir şey kalmadı.
Anlatamıyor, açıklayamıyor, düşünemiyorum.
Gece oluyor. Uyuyamıyorum.
“Serez çarşısı dilsiz, / Serez çarşısı kör. / Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü / ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü. / Yağmur çiseliyor.”