Abdullah Kıran

Kader ortak; çıkarlar ayrı mı?

Bugün kimi yazarlar, IŞİD’in Ankara katliamını neden üstlenmediği meselesini anlamadıklarını söylüyor ve yazıyorlar. IŞİD’in bu katliamlardaki temel amacı barış sürecini vurmak; Türk ve Kürt halklarını karşı karşıya getirmek. Cani örgüt katliamı üstlendiğinde, Kürt ve Türk halklarının daha da kenetleşmesine yol açarak, barışa hizmet etmiş olur. Neden böyle bir “iyilik” etsin ki?

Kürdün ABD ve Rusya ile imtihanı

Kürtler barış sürecinde ilk defa bir muhatap bulmuşken, kimi dış unsurların, Paralelcilerin, Kemalist ve İttihatçıların peşine takılarak muhatabı itibarsızlaştırmaya girişmemeliydiler.

Yüreğimiz Ankara’da dağlanmışken

IŞİD saldırılarının ve Suriye kaynaklı güvenlik açığının bertaraf edilmesinin iki yolu var: (1) İç barışın sağlanması; (2) sınırın cihatçı örgütlerden temizlenmesi.

Madem sarayın savaşı

O zaman PKK’nin daha ilk günden itibaren, ne pahasına olursa olsun şiddete eğilim göstermemesi ve devlet saldırsa da karşılık vermemesi gerekirdi. Kan ve şiddet, normal zamanlarda haklı görülebilecek bir talebi, kolaylıkla gündeme alınmayacak bir şekilde geri plana iter.

Yeni bir toplum sözleşmesi

Çözüm, Türk ve Kürtlerin birlikteliklerini hukuki bir güvenceye bağlamalarıdır. Bu hukuki bağ, gerçek eşitlik temeline dayalı yeni bir anayasayla oluşturulabilir. Bu anayasanın en önemli özelliği, ırk, dil ve din konularında nötr olması olmalıdır.

ABD Rusya’yı Suriye’de nasıl dengeler?

Eğer ABD Kobani’nin Afrin ile birleşmesi meselesinde Kürtlere destek verir ve neredeyse her ulusun denizlere açılmasını bir hak olarak gören Wilson Prensipleri doğrultusunda hareket ederek, Rojava’nın Akdeniz’e açılmasını mümkün kılarsa, o zaman Kürt toprakları dahilinde Rusya’yı dengeleyecek bir üs kurabilir.

Birleşik bir Suriye mümkün mü?

Bunca kan, ayrışma ve gözyaşından sonra, Suriye’nin üniter bir yapı ve yekpare bir devlet olarak varlığını sürdürmesi mümkün değil. Türkiye, Kürt meselesindeki fobilerini bir tarafa koyabilseydi, halen Suriye’nin yeniden dizayn edilmesi sürecinde etkin bir rol üstlenip, barış sürecini de geri getirebilirdi.

İstanbul trafiği için iki öneri

Silivri-Sirkeci hızlı tren hattı ile Büyük Çekmece-Bostancı arasında çalışacak 1000 kişilik bir feribot, bu şehri çok daha yaşanır kılabilir.

Kürt sorununda esası usule kurban etmemek

Bugünlerde Kürt meselesinde “esasın” bilerek veya bilmeyerek “usule” kurban edilmesine tanıklık etmekteyiz. Kanımca mesele kurban etmeyi bile aşmış, bizi adeta bir cinnet ve/ya cinayet durumuyla karşı karşıya getirmiş bulunuyor.

Bir özerklik sözü vardı

Emin olun, bir özerklik, hattâ Kürtçenin bu ülkede Türkçe ile birlikte eğitim dili ve resmî dil olması, karşılanmayacak kadar azamî, çok da maksimalist bir talep değil.

Lincin etnik fay hattında oluşturduğu kırıklar

Bizim ırkçılar gerzekçe “vatan bölünmez” sloganları atıyor. Doğudan gelen her otobüs ve içindekiler linç edilmeyi hak ediyorsa, siz ancak “vatanın” pardon dünyanın, denizlerle ayrılsa bile “karasal” bütünlüğünden söz edersiniz.

Muhatapsız savaştan muhataplı barışa çağrı

Ödenen ağır bedellerle oldukça pahalıya mal olan bu savaş, sonunda muhatap buldu; ancak muhataplar, değişen siyasi dengeleri de dikkate alarak pozisyonlarında değişikliklere gitmek veya planlarını revize etmek durumunda kaldılar. Ufak tefek değişiklikler tolere edilebilirdi; ancak uluslararası hesaplar ve dengelerin de devreye girmesiyle, beliren çıkmaz aşılamadı

Sivil siyasetin sefaleti ve ‘özyönetim’

Bu nasıl bir “özyönetim”dir ki şehir ve kasabalarımızın savaş alanlarına dönmesine yol açıyor? Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı için de bir kasabanın orta yerine hendek kazıp “özyönetim” ilan etmek mi gerekiyor? Acaba Seçim Hükümetinin AB’den Sorumlu HDP’li Bakanı bu konuda ne düşünmektedir?

Neden bu savaş sürdürülemez?

Bu savaşı siyasi, hukuki, beşeri ve ahlaki anlamda sürdürebilmenin imkân ve olanakları ortadan kalkmıştır. Bu nedenle bu savaş devam edemez.

Barış konusunda kimi tesbit ve öneriler

Kimler, hangi noktalarda hatâ etti? Neden yeniden şiddet ortamına dönüverdik? Şüphesiz bu soruların cevabı bazen göründüklerinden de daha derin bir noktada dururlar. Bir tarafın hatâları daha çok olabilir ve hattâ bir tarafı suçlu ve sebep ilan etmek de her zaman daha kolay bir yoldur. Oysa çoğu zaman hata ve eksiklikler her iki taraftan da kaynaklanabilir.