Kurtuluş Tayiz

Canlı bombanın hiç mi suçu yok?

Terörle bu ülkeye diz çöktürtmek istiyorlar. Seçtiğimiz liderleri korkutarak, sindirerek teslim almak istiyorlar. “Erdoğan gitsin, hükümet istifa etsin” diyenler aslında terörün vermek istediği mesajı kısa yoldan iletmiş oluyorlar.

Un var, şeker var; darbe yapan yok!

Şimdi ellerinde kalan son kozu oyuna sürmeye hazırlanıyorlar. PKK, 1980’de darbe ortamını sağlamak için kurulan sol örgütlerle yeniden bir araya getirildi. Stratejileri o kadar da karışık değil; terörü büyük şehirlere yayarak askerî müdahale için zemin hazırlamaya çalışacaklar.

Sahi, ABD neden rahatsız?

ABD’li yöneticilerin sözleri, yazıları, açıklamaları nedense Gülen Cemaati ve PKK sözcüleri tarafından yapılan açıklamalara fazlasıyla benzemeye başladı; ancak Ankara ve hükümet artık sömürgeci efendilere değil; sandığa, millete, kendi topraklarına kulak asmaya önem veriyor.

İspanya dokundu

İspanya’da 2002’ye kadar ETA bağlantılı partilere davalar açılmasına rağmen herhangi bir yaptırım uygulanamadı. Fakat sorun sürdürülemez bir noktaya geldiğinde İspanyol hükümeti “Terör ve şiddet bağlantılı partilerin kapatılmasını” öngören “Siyasi Partiler Yasası’nı” çıkardı. İspanya Anayasa Mahkemesi de Venedik kriterlerini esas alan bu yasaya göre 2003’te Batasuna’yı kapattı. Batasuna lideri Arnaldo Otegi ise “Örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla tutuklandı.

Kandil’in ahlaksız teklifi

Kandil’in, AK Parti’nin eski yöneticilerini Erdoğan’a karşı destekleme teklifi, son yıllarda uygulanan algı operasyonlarının bire bir aynısı ve devamı. Kandil de Gülen grubu gibi aynı merkezden yönetilen bir yapı olduğundan, paralel yapıyla aynı teknikleri kullanıyor.

Zaman’ın asıl patronu ABD mi?

Büyükelçi Bass’in tepkisi, aynı zamanda Fethullah Gülen yapılanmasını arkasında ABD’nin olduğunu düşünenleri doğrulamış görünüyor. Fethullah Gülen’in Pensilvanya’da ABD’nin koruması altında olduğu düşünüldüğünde bu görüş hiç de yabana atılmamalı.

Basın özgürlüğü ve hukuk

Hiçbir hukuk düzeninde “Basın ve ifade özgürlüğü” terör örgütlerini koruyan bir şemsiye işlevi görmez, görmemeli. Terör örgütleriyle bağlantıları tespit edilen siyasi partiler, kişiler veya yayın kuruluşlarıyla ilgili olarak Batı’da ne yapılıyorsa, burada da aynısı yapılmalı.

TSK ve ‘darbe’ tartışmaları

Cumhurbaşkanlığı, hükümet ve TSK’nın uyumu, devletin bütünlüğünü kaybetmemesi, Türkiye’ye karşı devreye konan uluslararası tezgâhı bozdu. Genelkurmay’a yönelik saldırının nedeni de buydu; TSK teröre geçit vermeyince yeniden hedef tahtasına alındı

Bir cumhurbaşkanı ne zaman ‘kişi’ olur?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne zaman “kişi” olur? Asıl AYM’nin kararına gösterdiği tepkiden, isyandan vazgeçtiği zaman Cumhurbaşkanı bir “kişi” olur. Erdoğan’ın arkasındaki millet desteği sürdükçe Erdoğan “kişi” değildir; kavgası da, davası da “kişisel” sayılmaz.

Can Dündar meselesi

Dündar’ın “kahraman” haline getirilmesinin, ödüllere boğulmasının amacı, medyanın, mevcut siyasal sistem içindeki “beşinci kol” işlevini gizlemek ve devamını sağlamaktır.

PKK’nın ipi ABD’de

PKK, PYD ve HDP’nin, bu oyunda piyon olduğu ortada. Yoksa ABD, bu örgütten satranç tahtasındaki bir piyondan bahseder gibi konuşmazdı. Kimse kontrol edemediği bir örgüt hakkında kolay kolay “Suriye’ye çekilirler, Kuzey Irak’a giderler” türünden düşünce yürütemez.

Siyasi kararlılık zamanı

Durum bu kadar vahimken HDP, Meclis’te “Yavuz hırsız misali” hükümet üyelerini suçlayacak cesareti, gücü kendisinde bulabiliyor. Bu yetmezmiş gibi Genelkurmay personelini katleden bombacının cenazesini bu partinin milletvekilleri kaldırıyor!

Gidişat nereye?

Son yıllardaki gelişmeler gösterdi ki, Türkiye’ye dışarıdan zarar verebilirler ama yıkamazlar; fakat dış tehdit içerideki işbirlikçileriyle birleştiğinde ülkeyi parçalayabilir, toplumsal bütünlüğü bozabilirler.

Rasyonel ol Türkiye!

Uluslararası güçlere teslim olmakla yırtabileceğini düşünen bir yüksek aklı var bu ülkede. Sanki teslim olsa ülke kurtulacak! Böyle bir yol olsa elbette milletler şahsiyetsiz, kurnaz yöneticiler ayarlayıp, bir şekilde çıkış yolunu bulurdu; boşuna niye kan döküp evlatlarını toprağa gömsün?

Çok üzüldünüz, belli oluyor!

Devletin asıl sahibinin kim olduğu önemli. Artık millet adım adım kendi ülkesinin sahibi ve yöneticisi olmaya doğru ilerliyor. Bu yürüyüş tamamlandığında ancak gerçek güvenlik sağlanacak.

Milli orduya kanlı mesaj

Ankara’daki terör saldırısının diğer bir boyutu da ülkeye istikamet verme özelliği taşıması. Devleti yönetenlere verilen mesaj içeride PKK’ya karşı aldığı kararlı tutumu gevşetmesi, dışarıda ise ikinci bir Kandil’e, yani sınırımızda bir PKK devletine göz yumması yönünde.

CHP’de ‘milli’ savaş

Tarihi kimliği değiştirecek süreç yaşanırken ‘Durun, bekleyin’ veya ‘izleyin’ demek doğru olmuyor.” CHP’de hâlâ süren Atatürk posterinin kimin tarafından indirildiği tartışmasının simgesel bir önemi var. Atatürk “milli mücadeleyi” temsil ediyor. Bugünkü CHP ise bu çizgiden çoktan uzaklaşmış durumda. Bu kopuş Baykal zamanında değil, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde gerçekleşti. CHP’deki Atatürk posterini indiren başkası değil, Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Apo kimin işine yarar?

Apo’yu Ankara’ya teslim eden akıl, sistemi Apo’nun istemesi halinde dahi Türkiye’nin işine yarayamayacağı bir şekilde kurmuş olmalı.

Türkiye’nin PYD politikası yanlış mı?

PYD cephesinde ciddi değişim gözlenmediği sürece Ankara’nın PYD’ye karşı tutumu değişmez. Mevcut gidişata bakılırsa bu politikanın yakın zamanda değişme ihtimali de yok.

Whoever so much as touches the PKK gets burned immediately

It is difficult to achieve results from the struggle against terror unless those who provide it with protection are exposed. The media and the intellectual community who have been targeting those criticizing the PKK are more to blame than those who actually beat the Kurdish artist almost to death.

PYD’yi kurdurtan ABD değil mi?

Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorunda. Ankara sadece kendi özgücüne, imkân ve kabiliyetine dayanarak Suriye politikasını yürütmeli.

HDP’nin varlığı Türkiye için şans mı?

“Milli çözüm”den bu kadar çok bahsederken, çözüm düşüncesinin merkezine PKK’yı ya da HDP’yi koymak doğru değil. Görüşmeler, diyalog vs. her zaman olur; ama Türkiye çözümü kendi başına bulmak zorunda.

Kuşatma daralıyor

PKK, HDP, CHP ve paralel yapıyla mücadele ciddi bir kararlılık gerekiyor. Devlet, bu kararlılığı gösteremezse Türkiye’nin Suriyelileşme süreci başlar.

Müsaadenizle, iç savaş çıkarıyoruz!

Siyaset kurumu sorumluluk üstlenmeli, Meclis devreye girerek HDP’lilere yargı yolu açılmalıdır. Batı’nın ve içerideki uzantılarının baskısına boyun eğilirse yarın geç olabilir.

PKK’yı pamuklara sarıp sarmalayın bari

“Kürt sorunu” denilerek PKK’nın üzeri örtülürken; “Kürt siyasi hareketi” ifadesiyle de, örgütün tırmandırdığı teröre mazeret üretiliyor. PKK, Kürtler adına değil üçüncü güçler adına sahnede. “Kürt sorunu” işte bu “üçüncü gücün” varlığını gizlemeye yarıyor.

Erdoğan’a ‘çözüm’ şantajı

İster dışarıdan, ister içeriden olsun, tekrar “çözüm sürecine dönün” baskısı, Türkiye’nin bu direnişini kırmayı amaçlıyor. Ankara bu duruşunu bozarsa iradesini ve hareket kabiliyetini tümden kaybeder, bir daha elini kolunu kıpırdatamaz hale gelir.

PKK’ya dokunan yanıyor

Terörü himaye edenler deşifre edilmeden terörle mücadeleden netice almak zor. Kürt sanatçıyı öldüresiye dövenlerden daha suçlu olan, PKK’yı eleştirenleri hedef haline getiren malum medya ve entelektüel camiadır.

Erdoğan’ın ilk “başkanlık” konuşması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı paralel yapıya ve PKK ve HDP’ye karşı dik duruşu ayakta tutuyor, uzlaşması değil. Erdoğan’ı başkan yapacak olan da bu doğru ve kararlı duruşu olacaktır.

Altın nesil ve fırtına kuşağı

Ne “Altın nesil” güzellemeleri ne de “Fırtına kuşağı” yüceltmeleri gençlerin bu kadim topraklardan fikren ve kalben koparıldığı gerçeğini gizlemeye yetiyor.

Geriye dönülürse devlet Kürtleri kaybeder

Devlet, örgütü yakın geçmişteki gibi “Kürt siyasi hareketi” veya “Kürtlerin temsilcisi” anlamına gelecek bir protokolda kabul etmeye yanaşırsa bin yıldır birlikte yaşadığı Kürtleri bu kez tümden kaybeder.