Manşet

Isparta’da yakalanan Hollandalı uyuşturucu kaçakçısı “Kara Mamba” ev hapsinden kaçarken yeniden yakalandı

Küresel uyuşturucu baronu Leijdekkers’in lideri olduğu kartelin iki numarası olarak bilinen “Kara mamba” lakaplı Isaac Bignan Haziran ayında Isparta’da yakalanarak tutuklanmıştı. 15 Eylül’de ev hapsi kararıyla serbest bırakılan Bignan, kaçma hazırlığındayken yakalanarak yeniden tutuklandı.

Hindistan’dan Avrupa’ya yol neden Türkiye’den geçmiyor?

G-20 zirvesinde en dikkat çekici olay, ABD, Hindistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri liderlerinin Yeni Delhi’de imzaladıkları, Çin’in Kuşak-Yol koridoruna rakip yeni bir projeyi hedefleyen, Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayacak yeni bir ağ ile ilgili anlaşmaları oldu. Türkiye’nin bu projeden dışlanması iktidarın hışmına yol açtı. Aslında Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik duruma bakılınca Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayacak bir koridorun ülkemiz üzerinden geçmesine imkân maalesef yoktur. Hindistan’ın ilk komşusu Pakistan ile ilişkileri malum. Ötesinde İran var. Onun da dış dünya ile ilişkileri karşısında böyle bir proje içinde olması mümkün değil. Suudi Arabistan üzerinden ülkemize uzanacak bir koridor ise ya Irak’tan, ya da Suriye’den geçmek durumunda. Ona da imkân olmadığı açık. Nitekim Türkiye’nin önerdiği Irak üzerinden geçecek koridorun şimdilik pek alıcısı yoktur. Sanırım Yeni Delhi’de imzalanan anlaşmanın amacı Hindistan Başbakanı Modi’ye bir çiçek atmak ve onu Çin’den uzaklaştırmaktan ibarettir diyebiliriz. Gerçekleşecek olursa, Suudi Arabistan’ı Ürdün üzerinden İsrail’e bağlaması gerekecek projenin Orta Doğunun bitmeyen ihtilafları karşısında duvara çarpması çok muhtemeldir.

Muhafazakârların kültür dünyası ne durumda?

Muhafazakârların siyasal anlamda ve artık medya araçları yönüyle iktidarda olunmasına rağmen kültür-sanat dünyası olarak zayıf olduğu kabul edilen bir görüş. Zaten kendileri bu yüzden kırgınlar, hatta öfke duyuyorlar. Fakat bu çok da doğru değil. Aslında kültürel yönden de güçlüler, medyanın yüzde 90’ı ellerinde ama dağınık oldukları için zayıf ve silik görünüyorlar. Çünkü muhafazakârlar bir araya gelmiyorlar, yan yana duramıyorlar, tek başına gezmeyi seviyorlar. Herkes kendi camiasının, fikir dünyasının, cemaatinin, tarikatının, meşrebinin, sevdiği yazarın, yayınevinin, gazetesinin, derginin kültürel faaliyetlerinin peşinden gidiyor.

Şükrü Hanioğlu: “‘İnsan-üstü lider’ kültü, Atatürk’ü anlamaya engel”

Prof. Şükrü Hanioğlu’nun ‘Atatürk, Entelektüel Biyografi’ kitabının Türkçe edisyonu yayınlandı. Hanioğlu, kitabını Karar’da Taha Akyol’a anlattı: "Atatürk kültünün yanılmaz yarı-tanrı mucize yaratıcısını değil, devlet kurucusu olan ‘tarihî Atatürk’ü esas almak gerekiyor." “Şahıs kültü, sorunların tartışılmasının önünde ciddi bir engel. Türkiye’nin kutsallıkla tahkim olunan bir ebedî liderlik kültünü içselleştirmesi anlamlı değil. Türkiye ‘benim lider kültüm seninkini döver’ sığlığındaki yaklaşımla güncel sorunlarına çare bulamaz. Atatürk üzerine çalışanların karşılaştığı temel zorluk, Çankaya’da korunan arşivin sınırlı biçimde açılması ve kataloglarının araştırmacılara kapalı olması”
- Advertisement -

Murat Ülker’den 6-7 Eylül yazısı: “Yassıada duruşmaları olayları aydınlatmaya değil, siyasi rejimi meşrulaştırmaya hizmet etti”

İş insanı Murat Ülker kendi sitesinde 6-7 Eylül Olayları hakkında bir yazı yazdı: “İstanbul’daki Alman ve İngiliz Başkonsolosluklarının raporlarına göre, hükümet tarafından en azından Bayar, Menderes, Fatin Zorlu, Gedik ve İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay saldırıların hazırlanmasına katılmışlardı; amaç, Londra Konferansı üzerinde baskı oluşturmaktı. Ancak, yabancı gözlemcilerin hemfikir oldukları bir başka nokta, olayların vardığı boyutun hükümet üyeleri için de büyük sürpriz olduğudur. Bilahare Yassıada duruşmalarında DP’liler saldırıların organize edilmesinin tek sorumluları olarak gösterildi. İstanbul ve Yassıada’daki duruşmalar 6-7 Eylül Olaylarını aydınlatmaya değil, 1955 ve 1960 yıllarındaki siyasi rejimleri meşrulaştırmaya hizmet etti.”

En Son Çıkanlar