Manşet

Fikrini ve yaptıklarını beğenmeseniz de sadece siyasi iradenin talepleri ve gündelik siyaseti doğrultusunda birilerinin cezaevinde olması; siyasi iradenin talepleri ve gündelik ihtiyaçlarının yarın hangi birinizin (birimizin) hangi hakkını ihlal edeceğini bilemediğimiz bir düzene sebep oluyor ve nefes almamızı imkansız kılıyor. Üstelik rövanşist, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı iklime de maalesef zemin hazırlıyor. Aklıselimi ve makuliyeti yaralıyor. Tam da bu sebeple bugün hepimizin politikayla ilgilenmesinde yarar var. Rand’ın dediği gibi, politikayla ilgilenmeyeceğimiz günler için.

İsrail, Ben Gurion Havalimanı’na inen iki İngiliz parlamenteri gözaltına aldı ve ülkeye girişlerine izin vermedi. İngiltere Dışişleri Bakanı: “İki İngiliz parlamenterin, İsrail'e yapılan bir parlamento heyeti ziyareti sırasında İsrail makamları tarafından alıkonması ve girişlerinin reddedilmesi kabul edilemez. Bu ters etki yaratacaktır ve endişe vericidir.”

Middle East Eye: "İki batılı yetkili Türkiye ve İsrail'in herhangi bir yanlış anlaşılmayı önlemek ve orduları arasındaki olası çatışmaları önlemek için Suriye'de bir çatışmasızlık hattı kurulması konusunda görüşmeler yaptığını söyledi."

Kent Uzlaşısı soruşturması kapsamında 23 Mart’ta tutuklanarak cezaevine gönderilen Mahir Polat’ın avukatı Erkam Erdem, Serbestiyet’e konuştu: “Doktorların ifadesine göre tansiyon seviyesi ölümcül düzeyde”, “Soruşturma süsü verilmiş, içeriği doldurulamamış bir dava süreci bu. Gizli tanık ifadelerinde Polat’ın ismi tek bir cümlede geçiyor.”

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu: “Trump’ın 21. yüzyıl için öngördüğü Pax Americana, sınırsız, teknoloji destekli bir totaliterlik anlayışına dayanıyor: İleri teknolojilerle güçlendirilmiş, irrasyonel dürtülerden beslenen ve küstah bir söylemle sunulan, Hristiyan milliyetçiliğinin yönlendirdiği bir yeni-sömürgeci düzen. Arjantin’den Türkiye’ye, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler ABD’nin karşı karşıya olduğu önemli bir tercihle karşı karşıya: Güçleri arttıkça daha baskıcı hale gelen otoriter Sezar’lara mı boyun eğeceğiz, yoksa Marcus Aurelius gibi bilinçli bir şekilde yönetmeye çalışan liderleri mi tercih edeceğiz?”